1
Yorum
8
Beğeni
4,0
Puan
602
Okunma
sıkışıyor şimdi göğsüm
içime ağlıyorum sensiz
perdeleyip çığlıklarımı
çivilenmiş sokaklarından geçiyorum
mırıldanıyorum
bir evin sancılı kapısında
atılganlığım kırıyor
kavgamdaki inadımın ayaklarını
ben ateşten korkan duman
külümü bastırıp yaralarıma
içimde boğuyorum
alınganlığımın lavlı zil seslerini
bilirim külfettir sana
basireti bağlanmış
mor zambaklı ayakları şiirlerimin
dilime sus döksem de
dönüp yine bulurdu seni sesim
aç bitâb koşardı sana soluğum
değişse de zaman
daha bir kördüğümlense de yollar
sedası bertik tohumlar eksem de
üzerine hayallerimin
eksilen bir şey olmazdı azığımdan
uyanırdı mahşer gününde
toprakaltı sözlerim
gözlerim...
gözlerim bile ayrı ayrı ağlayıp
birbirini görmezken
beni bulmanı isteyemezdim senden
elimde parçalamış bir yürek
yerde kanlı cesedim
ben öldürmedim
ben beni öldürmedim desem de
inanmadı dost bildiklerim
sözlerini ilaç zannederdi yaralarım
ama incindi kabuğu işte
sarp uçurumlardan düşerken yere
kar külahlarını andırıyor
tepe taklak olmuş dağlar
göğü döverken kuş kanatları
koyu bir hüzün eriyiği salınıyor
efsunkar bulutlardan
karışıyorum soğuk ve kaygan toprağa
meğerse vakit dolmuş
unutulmuşum çoktan
dermanı yok ruhumdaki sızının
gayrımeşru doğar
belki yine bir gün bedenim
ahh..
- bedenim burda kalsın
ben
ruhumu da alıp giderim --
EbRu Asya
5.0
50% (1)
3.0
50% (1)