Kuşlar öpüşürken sancılanır kırım dallardaDoğdum; “Sancılı bir edebiyatın son neferiyim Aşka seferiyim…” Eğildim! Meczup gölgelerinizde Yüküm ağırdı acılardan Kuru bir güle söz bahçesi Bülbüle aşkı öpmeyi öğrettim Literatüründe sevgi olmayanlar Kinle beslenen damarlar kurur Zerki diyar olur bacalar Katran karasından/ Üveyik yarasından/ Baharlarım çiçekli; Başka bir şekil bu Gaz dolsa ciğerlerim Ve bir hürriyeti boğsa Elleri omçalı yalnızlık Sözler katledilse/yürek asılsa Kediler ölse son açlıkta Köpekler semirse yüzü Öpüşür kuşlar! Kimseyi duymadan Aldırmadan nazlara Yapraktan bir örtü çeker Çınar yüzlü kadınlar Elleri tutuşmuş/ Gözleri muhkem/ İşte; Doğmak böyle bir şey Kırılan insan gölgeleri altında Akşam bakliyatına tencere havası Senfonik ilkeler korosu Dayanmak nedir/ Ölmek kaç ekmek eder/ Gömmektir esas; Kara libaslı gücü Bir saksı sevgi kürü Direnç otlarında zerk Eriterek… Şimdi! Dört yıldız yanacak yüreğimde Onlara gidiyorum/ Onlarla ışımaya/ Doğum günüme Mumda istemez Közler ışıtır beni çiçek yüzlü Özgürlük nakışlı sözler… |