Gel
Gel, gel ki terketsin yıldızlar yuvasını.
Gel, can bulsun donmuş serçeler vadilerde. Hayra çıksın bütün yollar gözlerinle, gel, çatlamış toprak suya, ruhum sana doysun. Kapılar açılsın ve tüm zarafetinle içeri gir, şehirler alev alev yanarken, susarken sükut yüzüne bakıp, başını kaldıramasın aşka bürünen suretler seni görünce. Gel, sayısız kötülüğü küstürüp, iyiliği öğreterek gel. Mavinin derinliğinde, sonu olmayan uçurumlardan düşmeyi göze alıpta gel. Gecenin hiç bitmeyeceği, sönmeyecek ateşte yanmayı kabullenipte gel. Beni öldür, ben aşkı anlatamazken gözlerine, çektiğim acılara, yandığım zamana bir tebessüm bırakıpta gel. Sende yüzlerce okunacak şiir var, seni başka bir kaleme, başka bir kelama, başka bir kağıda ve gönüle sığdıramıyorum. Uyanamıyorum, dokunamıyorum yokluğunun güzelliğine, yokluğunu, varlığına hediye edipte gel. Bana sormadın, beni atarken sensiz zindanlara, sen, nihanımsın kıymet vermediğin canımda, istiyorsan bulmayı küllerimi bu karanlıkta, bir kez dahi olsa, beni yakmak için gel. Enes İLHAN |