9
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
1753
Okunma
avuçlarında cezbe tutulmuş
bir avuç toprak/ bir tutam ışık
sılasıdır yâridir sazında Veysel’in
teller toprağa aşk diye vururken
sesler toprağa ’’annem’’ diye sarılırken
hamurun sevdası cemre diye düşüyordu toprağa
soruların vardı
üşümüş sarılmaların
insan tarlasında insan kazmaların
kaygılarından başladın dostu çözmeye
şıpsevdi gözlerinde çiğli sevinçler
şiirlerin türkülerin satırlara sinmiş ko(r)kuların
duvara yapışık kahkahaların
eksiltemediği onca dertlerin vardı
....
kendini sessiz bir törene hazırlarken
sürüklenirken bir tutkunun peşinden
tekmelerle döverken her gün karnını dünyanın
ah o sevgili ayakların
ah o sevgili ellerine söyle
tutuversin ellerinden yağız bir türkünün
bu sevda bir de senin sazında kaynasın
uzaklara dalan binlerce gözün kan izinde
senin nağmelerin sürsün adları
gece gündüzün yatağına uzanırken bir yılan gibi
hiç de uzun olmayan yollara
hiç de kibirli savrulmayan yapraklara
eriyip biterken içinde zaman
boylu boyunca uzanmış
rastladığı her ağaca hikayesini anlatsın
saçlarında karanlık akların sömürgesi
yıkanmış kanat seslerin rüzgârla suyla güneşle
sırılsıklam uykulara ’
’gitmekten gelen ayaklara’’
toza karışan bütün uyaklara
şüphesiz bir tefsirle vatanını anlatsın
bir kez daha
_boran