Narçiçeğim
Yüreğime hapsediyorum kendimi,
Duygularım prangasız, tutkulu bir mahkûm... Tövbelerin pişmanlığında yıkılmış, dudaklarımdan adını sayıklıyorum. Gözyaşıyla ıslanmış şiirlerin sessiz çığlıklarında yaralarımı tuzla ovalıyorum. Sözcükler gülüşlerinin karşısında nasıl ifade bulur. Düşlerin arifesinde, sükûtunun derinliğinde harf harf yanıp sönüyor. Özleminle yorulmuş kirpiklerim, seni beklemekten vazgeçmiyor... Ve özlemin, içimdeki yangını körüklüyor. Gülüşlerin gözlerimin hüzünlü sularına takılınca, kalbim heyecandan kül olup savruluyor. Kanat çırpmaktan yorulan kuşlar, Neden bu kadar uzun süredir sessizce öter durursunuz? Pervasız geceler, matemimde gizlenip yutkunurken, Hasretin uğultusunda, baharlar gecikti gülüşlerime. Kahrımı kuşandı arz. Dolunayın hüznü, gülüşlerinin baharında parlıyor. Güzelliğinden gün kararıyor. Ey sevgilim, ey en güzel duam. Sensiz zaman, kırık bir pencerenin kolunda sancılanıyor. Her an, her saat, gün ve mevsim birer güzelliğe dönüşüyor. Hasretin sadece tenimi değil, ruhumu da yakıyor. Gözlerim, seni ağlamaktan vazgeçemiyor... Ey narçiçeğim, Sevgimi görmezden gelse de, Kendimden vazgeçtiğinde beni öldürse de, Anla ki, seni sevmekten vazgeçemiyorum... |