tarihsiz. güzelgünler önceydi iç cebine lavanta koymuştum gecenin nepalin buluşuydu bu belki de kayboluşu radyodan rastgele bir müzik açmıştım sizin sokağa benziyordu kulaklarımı memnun edecek şarkıyı bulmuştum ağzımın içini kahve çekirdeğiyle mutlu ederken dilimde oluşan o buruk tat hep seni hatırlatıyordu siyah küçük çantamın gözlerinde saklıyordum hevesle işlenen kursağımı askıda duran hırkalarımı sıraya koymuştum bugün beyaz olanı giyecektim bir bulutu andırıyordu yağmurlu bir günü evde bırakmış çıplak ayaklarımla yürümeye başlamıştım burnumu kımıldatınca görebiliyordum yüzünü hayret edilecek bir kişilik olmayı amaçlıyordum günbegün hızlanıyordu adımlarım kıvrak ve sempatik bir şekle sokuyordum cismimi şaka yapmayı bilmiyordum öğrenebilirdim latife olmayı becerebilseydim eğer latif bir insandım aslında neyselere kapılmak istiyordum hazır mevsimini bulmuşken derken uzun bir aradan sonra aynı kediyi aynı ağacın altında korkarken yakalamıştım kötü bir insan değildim kollarımdaki ağrıyı içimdeki ihtiyarlığa veriyordum bana iyi gelmeyen şeyler vardı ayaklarımı kesen o şeyi hissetmeye başladığımda anladım hala vardım bir cam kırığı hayatımı kurtarmaya gelmişti sanki doğruldum kan tutuyordu beni gün tutuyordu haftalarca tutsun istedim sonra yıllar sonra kendini gösteriyordu parmaklarımın arasındaki ter yumruğumu sıktım ardından bir masa hayal ettim nereye vuracaktım yumruğumu gülmeye başladım bunu nasılsa görecekti o gümüşten gözlerin hayrandım kimliğine bambaşka bir dutluk oluyordu her yer bambaşka bir geçmişe ayırıyordum kendimi ve seni kural tanımaz bir düşünceye girdiğimden beri seviyorum bu çıkmazı kimsenin üzerine almayacağı bir nefesi tutuyordum niye böyle söylediğimi bilecek kadar yaşlı ve olgundu dilim ağzımdaki tat büyüdükçe büyüyordu anlam veremiyordum bu derinliğe kayboluyordum mor bir yarada ... |
tarifsiz güzel.
sevgimle çok...