Yalnızlığın Gurbeti
bir akşam daha
çöküyor gece sessizce hep aynı gölgeler perdede uzayan ve kısalan karanlığın aydınlığı her kıpırdanış arkadaş bana beyaz badanalı kaldığım oda bir soba küçük bir halı, bir divan, bir minder, tahta masa iskemle bir kaç kitap iki koltuk eski kap kacak şurada rafları boş kitaplık burada gelişigüzel çakılı askılık duvarda bir süpürge köşede terliğin teki kayıp gıcırdayan kapılar eski konaklar gibi bakıyor yıkanmamış perdeler yıllar geçmeden önceydi her biri zor günlerdi bir başıma taşıdım o gurbet saatlerini kah yalnızlık ve karanlık gecelerini bütün felaketleri hatırlatan gök gürültülerimi kar ve yağmur yağışlarını kah bahar ve çiçekli günler gecesinde göğün ışıklı yıldızları umut olurdu parlar durur süslerdi o yalnızlık günlerimi gülümseyen gözlerin beklerdi görmekten usanmazdı beni . 19.11.2023 /İstanbul Mustafa Kaya |