BU YALNIZLIKTA BİR YANLIŞLIK VARBu kaçıncı gece, gündüzünü aratmayan? Avutmaya çalıştığım kaçıncı ben? Kurduğum düşler ağır geleli omuzlarıma, tadım da yok tuzum da. Namlusundan ardarda ihanet fırlayan, bir altı patlarla göz gözeyim uzun zamandır. Uzanıp yetişemediğim sapı paslı şu bıçak, sırtımda sahibinin imzasını taşıyor. O katil ki; hanemi ateşe veren, umutlarımı diri diri gömen, güven konusunda dizlerimi dövdüren. Kulaklarımda ’bir çay doldur, bir tütün sar içelim yalnızlığı’ yankılanırken, kaçıncı çaya değdi dudaklarım? Bilmem kaçıncı tütün yaktı ciğerlerimi de, hiç biri saramadı yalnızlığımı. ’Kalitesiz kalabalıktan evlâdır kaliteli yalnızlık’ dedi ve sesin sahibini arattı gece. Hem de yine gece gece. Sağım solum sobeler, körebeye döndürdü beni. Kendi sesimi arıyordum haddimi zorlayarak. Bir kuş kanadına yükleyip cevapsız sorularımı, sessiz çığlıklar eşliğinde uğurlayarak, ardından su döküyordum gözlerimle. Döner mi bilmem sahibine? Diri tutsam umudumu, gider mi yalnızlığımın gücüne? Gözüme değdi bir yıldız göz kırparak. ’Bekle’ dedi sanki, ya da ben öyle anladım. Madem beklemem gerekiyor, Bir ’Eyvallah’ ile Sana ısmarladım Allah’ım; Çünkü beni anlayanlar, hep yanlış anlayanlar. Sen ki, görmediğimi görensin duymadığımı işiten. Bilirim, Sen anlarsın benim halimden. Yusuf olmak değil maksadım, Kulunu çekip çıkar düştüğü kuyudan Allah’ım... |