inzivaya çekilmiş bir kütüphanenin sanat tarihi ile ilgili bir kitabin sayfasında eski bir köşk fotoğrafının cumbalı kafesinde oturuyorum küf tadında hatıralar ve yıpranmış bütün özlemler tutsak zamanların kölesi ayak izlerim önümde kapılar yok yollar yok pencereler yok miadı dolmuş bir çınar gibi kurumuş dallarım
öyle zor ki geçen zamanı günleri ayları yılları bir boşluğun içinden amaçsızca uğurlamak hiç tarzım değil oysa benim bu hallerim deli fişek gibi koşturan yerinde duramayan biri için bu durum nasıl da zül bilemezsiniz
ama zoruma gitmiyor bazen belki de hak ettim bunları belki de hak ettiğini yaşar insan ruhumla bedenim arasındaki kavuşamayan uçurumlara kim sebep olabilir ki benden başka
burada günler çok dingin ve sessizlik yoğun sadece kağıt kokusu kitap kurdu ve toz parçaçıkları dünyanın merkezinden uzakta dışarıdan baktığında görüntü var ses yok misali yani kılımı kıpırtadmıyorum ve hiç bişeyin olması için zorlamıyorum zaman ve vakit sınırlaması ne hiç bilmiyorum Tanrım insan hem özgür hem tutsak nasıl olabilir aklım almıyor bazen
kimsecikler farkında değil uzaktan bakıyorum her şeye herkese belki onlarda ilerde yaşayacak aynı durumları ( tabi ki farkında olmaları gerek) yoksa ilk başta benim çektiğim acıları onlarda çekeceklerdir
insan sanki sona gelmiş dayanmış gibi düşünmeden edemiyor bu dünyanın sonu mu yoksa kendi sonu mu?
elbette kendi sonu dünya daha ne evreler atlatacak ne canlar alacak ne ruhlar gelip gidecek arz -ı alemden
kitabın sayfası hep açık ben hep aynı cumbalı kafeste sallanan koltuğumda oturuyorum öylece zekam ve zihnimle barışık bedenimi dizginlemeyi başardım sonunda
-amma tamda oturtamadığım bi şeyler var yine de kütüphanenin raflarında mütemadiyen dolaşan mini minnacık şeyler ben durağan onlarsa canlı ve hareket halindeler çok tatlılar onları hep göz seyrinde tutuyorum
biri sarı renk biri yeşil iki küçük süs kaplumbağası (evde beslenenlerden) yeşil olan hep önde sarı hep arkada bir türlü yetişemiyor yeşil olana
bazen onların aynı noktada buluştuklarını görüyorum fakat her defasında hızlı bi şekilde uzaklaşıyor yeşil olan sarı olansa hiç yılmıyor bir gün mutlaka yetişecek ve kavuşacak ona
belki de işte o zaman sonum gelecek son perdesi kapanacak hayatımın ve uçacağım nihai huzura
şimdi merak ettiniz bu kaplumbağalar da neyin nesi diyeceksiniz ben tanıyorum onları hem de yakinen söyleyeyim o zaman size de
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KAPLUMBAĞA MASALI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAPLUMBAĞA MASALI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kendimize yaptığımızı kimseler yapamaz ama bazan da günlük gidişatlara çaresiz kalır yüreğimiz içimiz hüzünle ve acıyla dolar elimizden gelmez bir şey malum sebepler yüzünden daha da kahır dolarız ne yazık ve utanırız insan olmamızdan Sabır diyerek susarız
her şey biz insanlar için şairem ...üzüntü acı ve mutluluk sevinçler... yaşamın içinde hepsi var hepsi de geçici...bizim gibi bizlerde bu fani dünyada geçiciyiz sonuçta...keşke tüm insanlık bunun idrakin de olabilseydi bugün bu savaşlar olmazdı ama dünya düzeni de böyle maalesef ki.. teşekkürler güzel yoruma sevgimlee şairem
flycan üstad yazmıssın yınee baya uretkensın maşallah ..kaplumbaglar cok güzel oluyor her yere tatıle bıle goturebılırsın kaplumbağayı ..nasılsa gıdemez bı yere:)) ama kedi bakıyorsan benım gıbı hıc bıyere gıdemezsın:)) hep evde durmak zorundasın
vortex tarafından 11/20/2023 5:21:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
vortex kaplumbağam yok olsa evde gezerse kaybolurdu sanırım :) çok küçükler çünkü kedi var bengal kaplanı cinsinden efe tatile gidiyoruz yalnızca kedi seven bir dostumuza anahtar bırakarak...oluyor... tatil güzel ama efeyi çok özlüyorum aklım evde kalıyor hep... çok teşekkürler yoruma selamlar
kurgu değil ki şairem bu gerçek hayatın içinden boş olan yalan dünyanın farkındalığı bu acınacak bi durum değil inan ki bu huzura kavuşmanın ruh dinginliğine erebilme çabaları ki...ruhun dinginse ve ruhun gönlün ve bedenin aynı meridyen yolculuğundaysa her şeyin boş ve geçici olduğunu kavrama durumu... üzüntü yok keder yok yani bi nevi de mutluluk bu teşekkür ettim bu güzel yoruma sevgimleeee hep
belki de hak ettim bunları belki de hak ettiğini yaşar insan ruhumla bedenim arasındaki kavuşamayan uçurumlara kim sebep olabilir ki benden başka
nazımın şiiri geldi aklıma ne kadar güzel bir anlatım insanımız iğneyi önce kendisine ne zaman batıracak başkasını eleştirme kolaylığına düşmeden ah ozanlarımız şairlerimiz yazarlarımız adeta iğne ile kazımışlar yıllarca akıllara işlemek için lakin nemrutlar hep bildiğini okumuş değerli şair
Sabır diyerek susarız
Acı ama gerçekleri yazan kaleminize tebrikle
Sevgiler