HOR-HOR SENARYO (18)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „…
EN KÖTÜ SENARYOYU DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR; “Marmara Denizi’nde Kuzey Anadolu fayı üzerinde olabilecek depremin büyüklüğü 7.5 olarak düşünülmektedir. Tarihi süreçlerde benzer depremler var. 1766 depremleri oldukça yüksek. 7.5 büyüklüğündeki depremi bekleyebiliriz. Marmara İstanbul’dan ibaret değil 30 milyon nüfusa yakın Türkiye’nin önemli kesiminin yaşadığı bölge burası. Sadece İstanbul’da bile 5 milyon bağımsız birim var. Riskli bina sayısı 300 bin civarında. Önümüzde vahim bir tablo var. En büyük hasarlar kıyı bölgelerinde olacak. Nüfus yoğunluğu kıyılarda çok fazla. Kuzeye gittikçe elbette azalacak bu. Sağlam binalarda ise herhangi bir şey olmama durumu olabilir. Tüm Marmara’yı kazdık gördük ki tsunam (*) izleri var. Tarihsel süreçler içinde kanıtları da var. Çoğu kayıtlarda bile var. Son 3 bin yılda 35 civarında büyük tsunami var. 1 metre bile öldürücü derinliktir. Kıyıdan içeri deniz 100 metre girip geri çekildiğinde büyük bir yıkım yaratabilir. Bu senaryolar yapılmış durumda.“ (13.11.2023 günki Cumhuriyet Gazetesi‘nde deprem uzmanı sayın Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un yazdığı „BÜYÜK DEPREM POTANSİYELİ VAR!“ adlı yazısının son paragrafından aynen alınmıştır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.) (*) TSUNAMİ; Deprem dolayısıyla deniz tabanının çökmesi, suyun ilkin buraya girerek kıyıları boşalması ve hemen sonra aynı kıyıları afet şiddetinde sel gibi basması. (Wikipedia’dan kısaltılarak alıntı))
Ben Cumhurbaşkanı olsaydım;
Toprağın uyarıcı sesini bir duysaydım, ders çıkarabilseydim son depremlerden, anlayabilseydim bilimsel ve uyarıcı verilerden, önlem alırdım, hazır ve duyarlı kalırdım. Cumhurbaşkanı olsaydım eğer ben; Anlardım “Asrın Depremi” denen Asya-Avrupa Fay kırılmasını, bırakmazdım tedbirsiz milyonlarca insanı, önlem alırdım, “Afet Bölgesi” yapardım İstanbul’u, eğitir-bilgilendirirdim her bir kulu, bilimsel bir insan kalırdım. Cumhurbaşkanı olsaydım ben eğer; “Toplanma Yerleri” düzenlerdim, -tabiki kalmışsa yer- hemen “Afet geliyor!” derdim; Polisi, askeri, resmi ve sivil kurumları İlkin ederdim seferber, önlem alır-bağlardım afeti sağlam kazığa, emanet ederdim Ulu Rabbim’e sonra.(*) Olaydım ben bir Cumhurbaşkanı; Yıkıp “Halk Parkı”yaptığım Atatrürk Hava Alanı’nını hemen “Ulusal Kurtarma Ekipleri”ne açardım, şimdiden helikopter iniş alanları yapardım, gösterirdim konaklama, planlama ve ardiye yeri, vakit geçirmeden halkı uyarır,kurardım sağlık ve trafik gönüllüleri, ulusal ve evrensel teşkilatları böylece koordine ederdim, ve “Ben böyle tedbirli bir nsanım!” derdim. (*) Lütfen benim HOR-HOR SENARYO (17) şiirimi okuyunuz. |