Yağmur Kokulu Kadınlarçalıyorsun bütün renklerden kirpiklerinde asılı kalıyor dünya yedi iklimden soyut üşüyor dağ gelinciği üşüyor dağ... ellerin mavi ve yağmurlu yüzdükçe teninde adını götürüyor bir sandal dilimin ucundan dilimin ucundan hicreti işte özlemin bu bin yıllık şarabî acı kavurur durmadan özleminle kendini yırtıyor kâğıt; bir harf boşluğunda kalem ağlıyor uzakta kelamlar seslerini duyuyoruz siyah gül son goncasını yitirdi kadirşinas göğsü aruza hevesli eski bir istanbul ağzı o patika camgöbeği ağlıyor sanki bulut elimizde kırılan camlar gökyüzün adını götürüyor bir sandal dilimin ucundan dilimin ucundan gölgeler ağlıyor sanki yağmur kokulu kadınlara |