SEYRİ-i SÜLÜK
Berzah!
Ey Âdem oğlu, insan. Ey Allah’ın kul’u. Ey yeryüzündeki halifesi. Unutma, o Rab seni Rabbani karıştırmayasın sakın ola bu ikisini. Yokluktan geldiğin bu dünyada, Emekleyerek vardığın bu safhada, Gördüğün onca sahne ve karmaşa, Hepsi bir filmin içinden kesit sanki sana. Demek ki, insandan başka her şey fani. Oyun ve eğlenceden başka bir şey değil bu yani. Çoğu insan derin bir uykuda. Oysa, Bir illüzyondur burası, kapılır insan rüzgârına. Kendin dışında her şey soyut bir mana. Somut olan sen bile, değilsin bu dünyada. Beden, bugün var, yarın yok ortada. Ruh ise ebedidir. O daima soyuttan somuta, kâinatın içinde gezinir. O gün emri ile secde etti tüm Melekler. Kibirlerine yenilen şeytani fikirler. Âlemlerin arasında nurdan yaratılan Seyitler. O gün, bugündür, hepsi zikir içinde dönerler. Hayat zor bir bilmece. Sorunun cevabını bilmeyene. Bilene sormaz kimse, nedir, ne diye. Soruyu soran zaten iliştirmiş cevabı içine. Haydi şimdi, dön de bir bak kendine. Bakmadan yoksa göremezsin. Gelmeden buraya bilemezsin. Varmadan ona sevemezsin. Bilmediklerin yüzünden biliyorum zannedersin. Unutma ey insan! Yaşarken ölmeden dirilemezsin. Bu dünya yeniden dirilmeden geçemezsin. İşte tüm bu hakikat, yeter bu meselenin kendine. Dünyada edindiğin onca dert ve endişe. Bir sivrisineğin kanadında gider hafiftir bile. Sorgulayanların hepsi onun yolunda buldu kendini. Yolunda bulan Arif, yanında bildi Rabbini. Kâmil olup ona kavuşmaktır dertleri. Dertlere dermanın kendisidir derman olan. İsteyene, dileyene, hidayeti ile varan. Yine O dur ondan gelip ona kavuşmayı arzulayan. Karanlığın içinde yanan bir ateş ol, kendine. Bir ışık tut yola, aydınlan kendi kendinle. En hakiki mürşit Allah’tır, arama başka yerde. Olur da aşkın ateşi sönerse yolun ortasında, Hüzün kaplar insanı, ruhumuzda bir sızı. Ahirete bıraktı insan kendi hesabını. Aşkına varamayan, ıslak odun gibi tutuşamaz. Ahir zaman da, Bu dediklerimi unutsan da, Sen yine de ara ara dediklerimi hatırla. Sakın ola unutma! Yanmayan korun, külleri de olmaz. Külsüz bir mahcubiyet içinde endişe duymalı. Berzahtan geçip, sıratta takılan çok olmalı. Yetmiş iki fırkadan, ancak biri geçecek der Resulullah. Unutma ey insan. Bilmecenin cevabını çok az var sorgulayan. Taptuk sultanlar gelecek, Mevlanalar yetişecek. Yunus olup beden de görünecek. Nesimi gibi derisi yüzülecek. Bektaşi gibi erişecek. Hallacı Mansur gibi kaçmayacak. Hacı Bektaş gibi dillerde dolanacak. Hacı Bayram Veli gibi kapıları açacak. Bu yola varanlar erdi hakikatine. Yola girdim diyen bekler arafta. Sırrı sülük bunun adı diğer tarafta. |