POSEİDON VE ATHENA (KARA-26)"Her şehrin bir hikayesi vardır," dedi Kara gizemle, Ve bilmez pek çok insan, gerçek hikayeyi o şehirde yaşasa bile. Sokaklar sessiz şahittir, tarihlerin izlerine, Her bina, eski zamanların yankısını fısıldar, dans eder geçmişle. Bir şehrin caddelerinde yürüdüğünüzde, Taşları dinleyin, duvarları izleyin,vardır size anlatacak bir hikaye. Ve birisi anlatır, her sözcükte buluşursunuz,o şehrin hikayesiyle , Zamanda yolculuk yaparsınız adeta, kendinizi bulursunuz içinde." Topraklara da hükmetmek istiyordu denizlerin tanrısı, Yetmiyordu engin denizler, bu konuda çok hırslıydı. Attika kralının adıyla anılırdı bir şehrin adı, Bu güzel ve bereketli şehir Kekropia’ydı. Olympos tanrılarına göre ,verilmeliydi bir tanrının adı, Bir tanrı seçilecekti, aynı zamanda şehrin koruyucusu olacaktı. Anlaşmazlık büyüktü, çözmesi için Zeus’a gidildi, “Yarışma yapılacak” dedi Zeus, kazananı halk seçecekti. Kente kim faydalı işler yaparsa verilecektir onun adı, Tabi ki bunun kararını verecektir o şehrin halkı,. Olimpos’un doruğunda, tanrılar ve tanrıçalar toplanır. Kekropia’nın koruyucusu olacak tanrıyı seçmek için yarış başlayacaktır. Bir seçim yapılacaktır, doğanın gücüyle ,insanlığın umudunu arasında , Tüm halk buna şahitlik yapacaktır, hatta tanrılar ve tanrıçalar da. Yüksek bir yere çıkar Poseidon ,ilk o verecektir hediyesini, Üç dişli mızrağını yere vurur, yer sarsılır ,göstermiştir kuvvetini. Büyük bir çukur oluşur , içi su ile dolmaya başlamıştır. Poseidon gürler,” Bu göl, size hayat kaynağı olacaktır.” Sevinç çığlıkları kaplamıştır gökyüzünü, beğenilmiştir hediye, Kurak günler sona erecek, çözüm olacaktır bu su dertlerine. Bu sevinç uzun sürmez, suyun tadına bakmışlardır, Su deniz gibi tuzludur, halkın işine yaramayacaktır. Hayal kırıklığı olmuş bu hediye, sıra Athena’ya gelmiş, Mızrağıyla toprağı demiş, o delikten bir fidan gökyüzüne yükselmiş. “Zeytin ağacı ,bu ağacın ismi “demiş Athena, “Getirecek sizlere, bolluk ,bereket, huzur ve para.” Anlatmış, zeytinin faydalarını, lezzetini ve yağının önemini, O ağaç, barışın ve bereketin sembolüydü, toprağa umut ekti. Gökyüzü bu olaya şahit oldu, tanrılar arasında bir tartışma başladı, Doğanın gücüyle, insanlığın huzurunu sağlamak arasında bir seçim yapılacaktı. Poseidon’un dalgaları gökyüzüne yükselirken, Attika’yı salladı, Fırtınalarla gelen öfkesi, denizcilere saygıyı ve korkuyu hatırlattı. Athena’nın zeytin ağacı ise yavaşça büyüdü, toprakla bütünleşti,, Attika’nın verimli topraklarında, umudu ve huzuru yeşertti. Zeus, tanrıların kralı, hükmeden ellerini salladı, seçim yapılmasını istedi, Athena’nın zeytin ağacı ile Poseidon’un denizi arasında bir karar verilecekti. Poseidon, "Denizlerin sonsuz derinliklerinde özgürlük var, beni seçmeniz gerekir. Attika denizlerin kucağında güvende olacak, dertlerinize benim gücüm çaredir." Athena ise gülümseyerek şunları söyledi, "Zeytin ağacı toprağı besler, Barışın ve sevginin kokusunu taşır, insanları bir araya getirir." Tanrılar ve tanrıçalar, Athena’nın sözlerinde derin bir anlam bulurlar, Zeytin ağacı, insanlığın sabrını, dayanıklılığını ve uyumunu temsil edecektir. Attika halkı, zeytin ağacının gölgesinde huzur bulacaklarına inanırlar. Toprağın bereketiyle, sevgiyle dolu bir hayat sürecekleri bir hayata uyanırlar. Öfkelendi Poseidon, şehrin üzerine denizden dev dalgalar yolladı, Zeus Olympos’tan müdahale etti, durdurdu dalgaları ,kurtardı Atina’yı. Poseidon, denizlerin hükümdarı olarak kaldı, sonsuz maviliklerde hükmetti, Athena ise bilgelik ve sevgiyle dolu topraklarda yaşayanlara kol kanat gerdi. Athena’nın sevgisiyle aydınlanan Atina halkı huzur içinde yaşadı. Ve böylece, bu hikaye dilden dile dolaştı, binlerce yıl sonra sana ulaştı. Güç ile sevginin,öfke ile bilgeliğin savaşıydı bu yarışma, Sevgiyi seçmişti, bilgeliği tercih etmişti halk sonuçta. |
duygu yükü altında derin anlam ve anlatımı ile çok nefis bir paylaşımdı dost kutlar esenlikler dilerim...