Rüzgârın tohumları
Beni yere düşüren karanlığın ellerine sarıldım,
Sarmaladım onu vücudumun her kıvrımına, Sabahları uyanır uyanmaz seviştim yalnızlığımla, Zevksiz, çabuk ve yalın... Kalbim bir heyecan kıpırtısı bile sunmadı, Rüzgârlar tohumunu attı pencerelerime, Perdelerimi sıyırıp hınçla; Bana şehrin pisliklerini gösterdi utanarak avuçlarında, Öfkelendim, üzüldüm, sanrılı kahkahalar attım, Değerli veyahut değersiz gözyaşlamı tuttum yuvalarında, Hapishanemin saksılarını okşadım, Toprakları eşeledim, Çiçekleri hayal ettim, Açmayı, filizlenmeyi reddeden tohumları, Sevgisizlik miydi her şeyimin eksik kalan yanı, Hatıralar kaldırıldıkları yerlerinde sızlandılar, Aldatışlar, alaycı, sahtekar dokunuşlar, Zihnimi kurcalayıp döktü, Sirkeledi çaresizliğimi bugünüme, yarınıma, Ömrümün bütününe, İleriye sadece acıları taşıyabildim, Acıdım kayboluşumun büyüklüğüne, Başarı değildi mücadelemin varlığı, Acıdım hâlâ aynı adam olduğuma, Sevebildiğime, Geçmişte sırtını okşadığım bir kedi bile çıksa karşıma, Aynı samimiyetle ona dokunuşuma acıdım, Mezar taşlarına kadar taşıyan ölüme: Capcanlı bakabildiğime acıdım. |