İmha
Hayatım boyunca olmadığım biri gibi davrandım
bana ait olmayan sözler çıkıverdi ağzımdan kıskanmadığım halde kıskandım dedim kendisiyle beni kıyaslıyordu mütemadiyen üzülmesin diye ben de öyle dedim aslında kıskançlık öyle uzak bir duyguydu ki doğru değildi fakat ona bunu söyleyemedim o beni daima kendisini kıskanıyorum zannetti... Yanlış arkadaşlar edindim onların adımlarına uydum hayatta hiç yapmam diyeceğim şeyleri bir bir yaptım kendimden nefret ettim kendimden nefret ettirdim sevgiden öldüğüm halde kimseye seviyorum diyemedim her sözüme pişman oldum vicdanım sızladı inledim başıma gelen felaket anında sana da olsun diye düşünen ben miydim vesvese veren şeytan mıydı bilemedim bana acımasız soğuk davrandığı için miydi gizli öfkem... işin garibi aynısı onun da başına geldi ve bana sen öyle söylediğin için oldu dedi ve ben artık kendi derdime üzülemez oldum ikimiz birlikte ona üzülür olduk vicdanım rahatsız mı olmalı hep niçin böyle davranıyorum diyorum aklımdan istemsiz geçen bir düşünceyi söylemekti suçum... karşıma geçip bana zarar verdin beni mahvettin diyenlere gördüğüm zararları niye söyleyemiyorum ki dertlerim önemsiz psikolojim bozuk dengesizim dengesiz onlar akıllı onlar hep madur ben zalimim öyle mi... bir kere bile haklı olamıyorum ki sürekli özür dileyen kişiyim zarar görsem dahi zarar veren sanki hep benim bütün vicdanların toplamını kalbime yüklemişler eziliyorum... Daha bunun gibi birçok şey yanlış anlaşılmalarla dolu bulamadım bana uyan en güzel en temiz dosdoğru yolu doğdum doğalı kalbimin iyiliğe güzelliğe uzanan kolu dikenli tellere dikenli sözlere diken gibi yüzlere gark oldu iyi insan olabilmekti dileğim tam tersi gerçekleşti ömrümce gülemedim huzur bulamadım sevemedim sevilmedim gönlümce düştüm kalktım herkesi kafaya taktım unuttum ne yapacaktım kimseye yetemedim yetişemedim kendi kendimden bıktım... Çoğu insan kendisini olduğundan iyi gösterir etrafa karşı daha nazik daha kibar daha anlayışlı sevgi dolu ve adilim diyerek ben ise kendi kendime ihanet ettim en kötü versiyonuma bürünerek iyi olacağım derken kötü davranışlar sergiledim mütemadiyen kim inansın bana dağlar gibi hatam kusurum yanlışım durur iken ne isem o olamadığım için herkes iyi ben kötünün en kötüsüyüm dedim tam iyi insan olmak üzere iken ve diğer insanlar beni sevebileceklerken bir kere daha ve birden fazla kere hiç acımadan kendimi sabote ettim... İçimde iyilik dışımda kötülükten yapılma elbisemle dolaştım durdum kendime kötülüklerimle inşa ettiğim temeli çürük bir yuva kurdum tek başıma hayallerimi umutlarımı alıp kucağıma somurtup oturdum sonra benim kurduğum hayalleri başkalarının gerçekleştirdiğini gördüm orada burada unutulmuş karalama defterlerimin kapağına tükürdüm güldürmek istedim mutlu etmek lakin gülemeyen biri nasıl güldürecekti aldığım nefesler bile içime sinmiyor boğazıma diziliyor bunalıyorum ne yalnız kalınca ne de insanlarla birlikteyken huzur bulamıyorum... Demek ki dünyada iyi olmayı başaramayacağım ve mutlu olmayı da artık içimdeki nehir kuruyor yavaş yavaş etrafına faydası kalmıyor eskiyor fani bedenim ömrüm bir eser bırakmadan boşa geçip gidiyor mücadele gücümü yitirdim zor geliyor güle oynaya yaptığım işler mış gibi yapmalar gelişler gidişler ziyaretler sohbetler sahte gülüşler en iyisi hiçbir şey yapmamak mı yoksa zaten hora geçmiyor hiçbiri soruyorum aklıma fikrime boşa geçen hayatın kaç kuruştur ederi imha ettim başkalarını memnun edeyim derken içimdeki gülleri... Gülhan Çeliktaş |