ZULÜM YARISI
Hüsran denizinin her limanında,
Elinde var bilet zulüm yarısı. Sensin gençliğimin tatlı anında, Ecelime davet zulüm yarısı. Umudum kayboldu döndüm deliye. Bir ceset bıraktın benden geriye. Sen de çok pişmanım âh diye diye, Düşeceksin elbet zulüm yarısı. Istırap dediğin uzun ömürlü. Ellerim zincirli, dilim mühürlü. Şiddetin geçmedi inan bir türlü. Başımda bir âfet zulüm yarısı. Herkese emanet bir can solunda. Vakti gelen gül de durmaz dalında. Yorgun bedenimi sevda yolunda, Döktüm demet demet zulüm yarısı. Hüzünlere doğru kırdım dümeni. Şimdi düşler eski kâbuslar yeni. Aynalarla yalnız bıraktın beni. Bu nasıl bir cüret zulüm yarısı? Uykusuz geçirdim tüm geceleri. Yaşadım en ağır neticeleri. Kurgularken yaslı düşünceleri, Kelâma ne hâcet zulüm yarısı... İbrahim Halil MANTIOĞLU |
Bu şiir, hüsran, kayıp ve umutsuzluk gibi içsel duyguları işleyen bir eserdir. Şair, bu şiirinde acı dolu bir aşkın ve yaşadığı hayal kırıklıklarının etkisini anlatıyor. Aynı zamanda ölüm ve sonlu bir yaşamın bilinci de bu şiirde belirgin bir şekilde hissedilir.
İlk dört dizede, hüsranın denizine benzeyen bir hayatı tasvir eder. Şair, bir ilişkideki acı ve umutsuzluğun, bir yolculuğun sonuna benzetilir. Şairin gençliği tatlı anılarla doluyken, ilişki sona erdiğinde bu umutlar kaybolmuş gibi hisseder. Bu, şairin hayatında bir dönemin sona erdiğini ve umutsuzlukla dolu yeni bir döneme girdiğini yansıtır.
Şiirin ikinci dört dizesi, şairin yaşadığı hüsrana ve umutsuzluğa odaklanır. Umudu kaybeden şair, ölümü düşünmeye başlar ve ölümün daveti olarak algılar. Bu, şairin duygusal çöküşünü ve umutsuzluğunu anlatır.
Şiirin son dört dizesi, şairin yaşadığı acıyı ve pişmanlığı ifade eder. İstırap, uzun bir süre boyunca şairin yaşadığı bir durumu betimler ve şairin bedeninin ve ruhunun acı içinde olduğunu yansıtır. Şair, sevdaya giden yolu seçmiş ve bu yolun sonunda çok şey kaybetmiş gibi hisseder. Bu, şairin hayatındaki zorlukları ve acıları vurgular.
Bu şiir, acı dolu bir aşkın ve yaşanan kayıpların anlatıldığı lirik bir eserdir. Şair, duygusal yoğunluğu ve hüsranı şiirin her dizesinde hissettirir.