Gurbet gutbet çoğalan hüznüme Kaç senfoni orkestrası eşlik edebilir Kaç hicaz makamda şarkının notalarında buluşur dilim yana yakıla Gözbebeklerime dolan hıçkırıkları Suskularla boğuşan yüreğimi Kaç sevinç gözyaşına banmak gerekir Bilmiyorum
....
Bildiğim tek şey Güneşli Eylül sabahında ağlayan ağlaya Mızıka çalan mızıkçı kuşları dinliyorum Sırtlandığım puslu anılara bir yenisini Daha eklemek şerefine nail oluyorum Hiçlik savaşında mağlup olmamak adına Heybemi şükür, sadakât ve sabır çiçekleriyle dolduruyorum Simsiyah dumanı tüten tren sesleri geçiyor içimden ince ince Tahta bavulu elinde babam Dolanıyor ayaklarım sonbahar yapraklarının cümbüşune Vazgeçmiyorum hayata sıkı sıkı tutunmaktan Gün kuşluk vaktine kavuşmadan Secdeyle buluşuyor avuç içlerime kazınan alın yazım
Hayallerime kavuşmak dileğimle Üflüyorum pusteblumeleri Hem yaşıyor Hem yazıyorum Yazgım’a ne bir adım önde ne de gerideyim Taze gevrek simit isteyen çocukluğumun gözleriyle bakıyorum hayata Ağzımın kenarında elma şekerinin tadı Ellerimde önceki yaşımı kutladığım rengârenk balonlar Gökyüzünün uçsuz bucaksız şenliğine bırakıyorum Benliğimde cennetten akın etmiş muhteşem ötesi kelebekler Pır pır ergen bir sevinç yüreğimde Yeminle hâlâ on sekizindeyim
...
Baş parmaklarım babadan yadigâr baş yapıt misâli Yorgun gözlerime düşen salkım saçak gökkuşağı annemin eseri Yeni yetme kuş sesleri karışıyor bitip tükenmeyen arsız hüznüme Ardından yetim kalan martılar çığlık çığlığa Yüreğimin sızlayan yerinden öpüyor Rhein üzerinde tur atan güvercin sürüsü Yazamadıklarımı yare ulaştırmak istercesine birbiriyle yarışıyor. Sabahın bu erken saatlerinde denizden nasibini alan ördekler ve kuğular Su üstü şöleni yaparcasına dans ediyorlar Masumiyetin timsali papatyalar öyle güzeller ki Falsız kalmaya razı oluyor insan Koparmaya kıyamıyorum
Tabiatın dinginliğini seyredip İvedi ihtiyaçla gözlerini kapatıp Ruhu dinlendirmek gibisi yok yeminle Ohhh mis kokulu bana özel bitki çayımın da dumanı üstünde Ben de bulutların üzerinde en renkli masalımı yaşıyorum Saniyeleri tek tek sayıyor kalbimin tik takları Derin derin nefes alıp veriyorum Uğur böcekleri konmuş buğday başağı saçlarıma İçimde hiç büyümeyen çocukluğumun en sevindirik sesi "Uç uç böcecik, annen sana terlik pabuç getirecek "
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
uÇ uÇ BöCeCiK HüZNüMü YeRLe BiR eDeRCeSiNe şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
uÇ uÇ BöCeCiK HüZNüMü YeRLe BiR eDeRCeSiNe şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tebrikler çok güzel muhteşem bir şiir ellerinize yüreğinize duygularınıza sağlık bu güzel şiirinizden dolayı sizi kutlarım iyi geceler diler sonsuz saygılar sunarım...
Seni umut dolu, çoşkulu sağlıklı, huzurlu görmek ne güzel kuğuların annesi. Hava çok sıcak, alış verişten sonra kendimi atacak bir ağaç gölgesi aradığım için, sabah okudum ama; yorum şimdiye kaldı.
Ha bu arada bu güpgüzel şiirin için hediyem olarak, ReWe'den pembiş pembiş Alp gülleri aldım. Biliyorum ki onlar ilk kar yağana kadar, dayanıklıdır ve alt kısımlarında minnacık bebekleri (tomurcukları) vardır. Öldükçe kendini yeniliyor onlar. Görüntüsü harika ama kokuları yok. Onun da kolayını buldum. Bende bıraktığın parfümün var ya, sen koksunlar diye birazcık sıkıyorum üzerlerine.
Bir de iki tane akıllı güvercin, sabahları balkonuma gelip, ne yapıyorum diye iyice kontrol edip, asmadaki üzümlerden bir iki üzüm tanesi yetip gidiyorlar. Geçenlerde, teşekkür etmek ıçin, çicek saksının birine, pelit koyup girmişler. Bizim orada pelit ağacı yoktur bilirsin. Diyorum ki bu pelit kendi kendine nasıl gelip Tee üçüncü kattaki balkonda bir saksıya yerleşmiş. Sonra düşündüm, kesinlikle o güvercinler getirip bıraktılar. ))
Eylül şiirin olmasına sevindim. Eylül hazan ayı deseler de, sen hep hüzünlerden uzak ol. Buraların eylül -ekim sonları sanat eseri tablolar gibidir... Dağlar, onlarca renge bürünürler. Ben seviyorum eylülleri.
Farkında olmadan yine yorumu, uzatıp gitmişim. Bir dakikada upuzun şiiri okuyup, aynı yorumu onlarca şiire birer dakika arayla yapamıyorum. Daha doğrusu; şiir emektir, okumak ve okuduktan sonra yorumlamak, emeğe saygıdır. Kopya yorum, şiiri, şairi ve edebiyatı çirkinleştirmekten başka bir işe yaramaz... Desem de faydası yok.
Ne mutlu şiire, şaire, emeğe ve edebiyata değer verenlere...
Bu vesile ile Sevgiyle, mutlu ve huzurlu kal hep. Yüreğin dert görmesin mein Schatz.
Günaydın. Yureğinize kaleminize bin selam olsun. Şiir yüreğiniz kaleminiz hep çağlasin değerli Hocam. Muhteşem bir şiir okudum. Yürekten kutluyorum. Tebrikler. Sağlık huzur mutlulukla güzel günler diliyorum. Selam ve saygıyla.