DİYEMEDİM YAR
Sana sarılarak, lütfun sâhibi,
Yaradana kurban diyemedim yâr. Ey alın yazımın gizli kâtibi! Başkasına cânân diyemedim yâr. Yalnız bîçâreyim bunu bil diye, Gözümden dökülen yaşı sil diye, Kapımı açarak buyur gel diye, Sarayıma sultan diyemedim yâr. Gurur girdabına düştüm bir kere. Defalarca güldüm yalandan yere. Yaslı bedenime göz göre göre, Gemisiz bir liman diyemedim yâr. Sevmek nedir diye zihnini yorma. Perîşan hâlimi uzaktan sorma. Beni mecnun eden bu aşktan sonra, Yazılır bir destan diyemedim yâr. Bi’ dünya dert oldu bütün kazancım. İnsanlara karşı bitti inancım. Ağır yaralıyım, geçmedi sancım. Ellerinde derman diyemedim yâr. Gönlüm, hayalleri kabre koyunca, Kahrınla yanarken nâra doyunca, Bin sitem ettim de yıllar boyunca, Boşa geçmiş zaman diyemedim yâr. Bu son mektubumdu sana hediye. Gör işte apansız döndüm deliye. Bir enkaz bıraktın benden geriye. Kalp otağım handân diyemedim yâr. İbrahim Halil MANTIOĞLU |