BİR DÜŞ İDİM BİR DÜŞ SADECE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Terk edilmiş bir düş idim cami avlusunda rastlaştığım meleklerin esintisine sığınan bir düş sadece… Sencileyin bir esinti nameleri s/üzülen bulutların Veryansın ettiği kadar ansızın bastıran Sağanağın Her damlasını sen diye içtim Biçilesi bir ekin tarlası Azat edilmenin de ötesi Kıyılan iç sesim Kıyama durduğum hüznün ertesi Mağdur kılınmış bir düş idim bir düş sadece… Afaki bir buluttun kopan fırtınanın öncüsü Simetrik bir duyguydum vurgun yediğim yüreğin ön sözü Bir şiir olmaya aday bir düş idim bir düş sadece Irmağın kurumuş yatağında çırpınan bir balığın gövdesi Sudan çıkmışlığım sudan bahanelerle sızan acımın her katresi Susuz de uykusuz ve güçsüz bir minvalde Örtüştüğüm iç sesin duayeni bir düş idim bir düş sadece İçine düşülesi o gayya kuyusu Hani, hani unutulduğum kuytuların uydusu Bazense sökün eden bir uğultu Ertesi düşmüşlüğüm yola Bir baş koymuştum ki ben bu imkânsız aşka Bir radar sistematik bir hızı Sızı bellediğim arsız düşlerin erişemediğim ruhu Eşkâli kayıp şehrin Ederi olmayan sözünden dönmüş iken zalimin Neşrinde ölen ansızın Nesrinde ömrün yaktığım mektubun Ucuna tutulmuş bir ayraç gibi Acının b/eşiğinde sızan bir bebek gibi Anne ikliminde açan çiçek gibi Gördüğüm bir düş idi bir düş sadece. İmha edemediğim ömrün güncesi İfa edemediğim bir görevin ertesi Belki de imkânsız bir aşkın öncesi Sözcüklerin balta girmemiş imgelerinde saklı ruhumu Serdiğim ufkun doğumu Ölümle restleştiğim uykumu Bölen bir feryat Sökün eden o hoyrat rüzgâr kör noktası iken bellediğim hayat Minvalsiz bir d/okunuş Sökün eden israfa meyyal bir tutku Aşka baş eğen sözcüklerin bazen tutulmuşken nutku Ve işte gerçeklerin yerine geçen o büyülü ruhu. Şiirin inen kepenkleri Şairin hayata boş vermişliği Ne çıkardı hem bir düş isem? İçine düşülesin aşkın tek kusuru… Varsın olsun imkânsız serencamı özlemin Tutuşan ateşin ilk kıvılcımını başlatsa ne ki? Bir düş’ ten arda kalan şairin güncesi Uğruna yandığım şehrin hikâyesi gibi Varsın bir hikâye olayım ben de zuhur eden yeni Günün güftesi bir şiirden çıkıp da yola Baştan çıkılası bir umut gerçeklerin yağan nuruna Eşlik eden bir hayal bir minval Seken bir kör kurşun kordan hecesi tekil Kimliğimin öncüsü ve serzenişi Batıl yüreklerde esen rüzgâr gibi… İçime doğan güneşin öncesi ve sonrası Ne çıkardı bir düş isem bir düş sadece Kıyılan iç sesimin kıymete binen öyküsü Düşlerle örülü o zemin Düşümden tırnağımdan arttırdığım nice şiirin Tekil imgesi: Bir ben bir ben daha Biz olmaya meyyal bir dik yokuşta Varamadığım kadar kendime Bir eziyetin bildirgesi Hâsıl olan yeni günde Hazır ol da yaşadığım ömrün bitiminde Kavuşulası bir aşk bir rahmeti Kıyama durduğum kadar bir rivayet olsa bile ne ki ne? Kapıp da koyuverdiğim kendimi Ansızın sonlanacakmışçasına hikâyemi Tartaklayan iblisin laneti Korunduğum kadar meleklerin lahitinde Enkaza dönen benliğim son zerresi Ermekse hidayete Eridiğim kadar bir buzdağı gibi Görünmeyen acılarımın dirayeti Sığmasam ne ki bedenime? Sığıntı bir gülücük değil asla Sızımdan arda kalan hazla Sazım da sözüm de bir şiir bir hikâye ve nicesi Düşlerle örülü kabrimde eşlik eden huzurun ertesi Bir düş gibi sadece bir düş İçine düştüğüm kör kuyunun laneti Elbet sarnıcım iken şiir asası ömrün Askıntı olsa bile hüzün ne ki? Varamadıktan sonra hidayete Yaşamın da öncüsü iken sevginin eşlik eden asaleti… Azımsansa da varlığım Varsın olsun bedenim ve ruhumla açığa alınayım Açılası bir kutu değil Açmak ne mümkün kalbimi ve kabrimi? Beklemeye de değmez mi hani sefasını sürdüğüm kadar sevgiyle Diktiğim yüreğin her bir söküğü Baş veren bir umut bir fidan bir diriliş Varsın adı olsun sadece bir düş… |