Belki Yağmur Yağar
Gönlümün kırsalında hüküm süren çöl iklimine inat,
Bu bahar, bu allı morlu çiçekler, bu renk cümbüşü kanat, Bir meleğin bakışı, Bir meltem rüzgârı, Bir tatlı serenat, Kurak ve çatlamış topraklar üzerine birkaç damla huzur, Ve kaybolan zorluk, var olan rahat, Yoksa yakın mıdır asırlardır beklenen vuslat? Benim varlığım çileli bir varlık, İçin için yakan, pençe pençe sıkan yapış yapış bir darlık, Yalnızlığın ıssızlığıyla yoğrulmuş karanlık bir krallık, Bazen acı veren bir yokluk, Bazen bunaltan bir yoksunluk, Asırlardır hüküm süren bir zalim başıbozuk; Gönlüm… Kabul olmuş bir dua mı yaşanılan, Yoksa zifiri karanlık bir beddua mı karşılaşılan? Defalarca atsam da kendimi derin uçurumlardan, Belli ki bırakmayacak ellerimi hayat, Menziline ulaşmadan. O menzil ki doğduğum anda kazınmış bir kez anlıma, Ne oldurur, ne ondurur; Ne güldürür, ne öldürür; Bırakmaz, terk etmez ve asla vazgeçmez Yapışmış bir kere, bir araya gelmez yakama. Kadersizin kaderi, Kısmetsizin kısmeti gibi sıkışmış, Feleğin o meşhur çarkına, Ya varılır, Ya varılmaz belli belirsiz bir ihtimalin farkına. Güneş bu kadar tepedeyken yağmurunu bekler yüreğim… |
Şiirle bağdaşmış.Beğeniyle okudum