MEVTALI KÖY
Dövünür yaşlı bir ruh ardından insanoğlu
Bağlar çözülür Kalan o kangren oyuklar, acıtır Yıllar dolanmıştır oysa ahir bedene Dövünüğü ruhtur, oysa bedene ağlayan Küçük bir kundak gibi belirir tahta kulübenin yanında Terk edilmiş, aciz, biçare Kefeni giydiremez, evveliyat tohumu O hep aynı yaşta kaldı, giden ise kendi zamanında Seslendi oralardan bir ahıt, "Gidenler gelmedi sanma, asıl sen gelmedin buraya." gözünde dünya dedikleri o yaş belirdi. Kapaklarına dayanıp sızmaya çalıştı ve konuştu, "Mevta sanma, sensin geciken. Zahmetli olan sensin, yoran sensin." Zaman konuştu biçare, "Yokum ben, olsaydım toplanamazdı bu mahşer." Mahşer kalktı yerinden, "Ben hep buradaydım. Alanım ise bir sır kubbesi." Kim yaşadı, kim mevta? Kimlik? Benlik ve acizlik mi o kim denen varlık? Peki ya kimsesizlik? |