Taşınmak Zor Şeykendini özlüyor insan hangi rengin altında ağlarsa ağlasın kendine ölüyor çaresizce ve sonra taşınıyor apansız bir gece yarısı yıldızlara bütün adamlıklar bir bıçak sırtından bilenir delikanlılık denen dilde koparılmamış gümüş pencereler pervazlar avazı çıktığı kadar bağırır bu gitmenin uğultusu bulanık ve acı saklanıyor en büyük acılar en çok öğrenilmiş denen şey bir insana kalbini açıyor örüyor bir tuğlayı prematüre çok yalan söyledim ikimize çok yalan biriktirdim dilim ondan acıyor başka pencerelerden bakalım biz başka pencerelerin pervazlarından tutup taşınmak zor şey içimden içine |