ZİYNETİMDİR İLAHİ AŞK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Tembihliyim bir düş’ ün arifesidir hüznüm, göğe kanat açtığımın da ta kendisi emsalsiz yüreğimde seken binlerce serçe ve saka kuşu alnımın akıyla sürgün edildiğim bir coğrafya olsa ne ki bu hüzün tekkesinde zikrime eş fikrimle konduğum göğün sayacında geri sayan ömür… Bir diş izi midir bileğimde donan zaman? Bir düş kadar tesirli midir yoksa kimse yalan dolan Ziyadesiyle eren hidayete aşkın rakımında saklı Dolunay ve yıldızların bilediği yüreğim Yanlışa her düştüğümden af dilediğim Rengi uçuk günün Annemin özlemiyle dolup taştığım Anaç sevgisinde yalnızlığın kabımdan taştığım Bir zümre ise zulme odaklı Neylerim ben Rabbim olmasa? Meylettiğimdir umut ve sevgi Yıkandığı kadar ruhumun zemzem suyuyla. Bir nakkaşın tarifesidir döngüde saklı Çıfıt çarşısı Bir gerçek bir hayal olsa bile ne ki ne? Yalnızlığın kesilen faturası… Ömrün emareleri var ölüm gibi Giydiğim mintanın sökükler var ruhumda koşan Yılkı atı gibi. Ah, beyzadem Ah, meftunu olduğum sonsuzluğun Tortusu Ah, kıblem ve kabrim ve yanan kandilim Ziyan olsa ne ki ne? Ömürden arda kalan nice sure hutbe Rabbime kavuşma telaşı ile askıya aldığım zincirleme kaza Bir birlik ise sevgi çemberine üşüşen duygular Bir hare ise yüreğimde seken izler Ah, beyzadem: Sen ömür törpüm ukde kalan İçimde İçerlemediğim kadar içtiğim hüzün denen şerbeti Sunandır kalbime yüce Huda Aymazlığında hayatın Doğan aydır haneme Elbet kutsanmış hayatı şiar bilen umudu Savsaklayan kimse ruhumu Çıtası daha da yükseldi umudun Kâh hicran kâh yangın kah figan eylediğim Bir avuç bile değildir varlığım Bir tutam saçımı eşeleyen kâfire salladığım bayrağım Gönlün hem ukdesi hem kubbesi Sessizce tavaf ettiğim yalnızlığın kisvesi Bir de zuhur eder mevsim Bazen güzün tefrikası Bazen hüznün bitimsiz vardiyası Kasvetli göğün yalnız tanrısı adeta o kırlangıçlar Ve de leylekler Gagaladıkları kadar ruhumun da tapusu Elbet saklıdır kıblemde Temaşası bir günün Tahayyülü asla mümkün Olmayan ömrün bir araya da gelmez iki yakası Neşreden bir an ki Nesri binlerce sayfaya tekabül eden kimliğimde saklı hicran ki Arz ettiğim Talep bulmadığım Arşı alaya çıkan yalnızlığım Bir yer bir gök tavaf ettiğim Hüzün dolu bir tebessüm ektiğim Çimen yeşili gözlerinde benliğimin Dağ tepe aştığım bir zümre ki bekleyen kabrimde Ah, beyzadem Ah, nazenin sırça köşküm Yandığım kavrulduğum Yâd ettiğim dualarıma sarıldığım Asla da olmasın ölüm türküsü Asla olmasın hüzün bu ömrün törpüsü Anneme konduğum kendimden kaçtığım bir ziynet ki aşk: Evreleri ömrün Geçiştirdiğim günüm Gökte saklı bir terennüm Vadesi dolmadan daha da yaşasın en sevdiğim… Sevdiklerim saydıklarım Omzuma konan ebabil kuşu Evhamlı değil asla Bir kulum ki saklandığım külliyemde Bir kaza ki zincirleme duyguların infilakı Kaderim kederim tutuklu olduğum Hayatın bilinmezi ansızın zuhur eden Bir mucize iken beklediğim Tevafuk edecek yeni günde her harede Mümkün mü kesmek ümidi Allah’tan Bakaya kalsa ne ki ömür? Bekasını bilen İlahi Gücün nezdinde Türlü türlü eziyete maruz kalsam da tutuştuğum tek yürek Bir minvalden diğerine her sektiğimde Bilen içimi dışımı tahakkuk eden her zerremde Ziynetimdir İlahi Aşk Boynuma ruhuma doladığım bir zincir ki Beynamaz esintisinde kâfirin Beklerim de beklerim başucunda Anne ikliminde açan bir çiçek Solması muhtemel yeter ki töhmet Altında kalmasın yürek Elbet her izin gizi Sessizliğin gücü Ruhuma eşlik eden umut ve imanda saklı Sonsuzluğa konmakla iştigal Ömrümden ömür gitse de… |