Nefsi köle...
Yakıp tüm limanları hiç bir seferden dönmemeli yürek
uzun atlaslı bir dünyayı kucaklayıp, kendine hep kendine yelken açmalı buhranlı ruhları; evet evet siz egosu tavan, burnu kaf dağına saklanan siz samimi pozlarınızı satarken çerçevesiz’liğinizde , duvar örülmeli gerçek yüzünüze.. sahi neydi çıplaklık tüm merhametinizle, ruhunuzla ,fikrinizle, zikrinizle saydam olmak mı yoksa şehvet tadında gözlerinizi doyuran, sizi zevke getiren bir orgazm biçimi miydi çıplaklık ah siz sürülmelisiniz yedi kat yerin dibine... |
Tekrar tekrar diriltilerek, ölemeden...
İrinler akarak lime lime cüzzamlı kokuşmuş etleri dökülerek... yansınlar...
Okurken kanım donardı.
Sonra iyi ki dedim, iyi ki cehennem var.
Kendisini dindar gösterip tecavüzden tacizden kaçınmayan tüm o zalimler yansın!
Din postuna girmiş münafık kurtlar yansın!
Çocuklara zulmeden, serin gazıyla yakanlar yansın!
Zulümle iftirayla nifak yapanlar yansın!
Hergün yanıp yanıp ölmesinler, tekrar tekrar yaşatılsın o acı onlara.
Az bile o yanmalar.
Acırdım hep neden ebedi cehennem azabı var derdim üzülürdüm. Onlar da affedilse cennete girebilse diye merhametane affedilmelerini isterdim.
Sonra Mısır'da çocuklar katledildi.
Mısırda serin gazıyla tenleri yanarak işkenceyle ölen o çocukları görünce iyi ki cehennem ebedi var demiştim.
İyi ki ebediyyen yanacaklar.
Artık kim zalimilik yapsa acımıyorum.
Her kim zulmederse, her kim çocuklara tecavüz taciz ederse, her kim masum olduğu halde kadınlara iftira ederse yansın!
Her kim etnik katliam yaparsa yansın!
Ebediyyen yansın!
Kutlarım şiirinizi...