Yaşamak Onurlu Nutuk
Dama oynuyor yırtık coğrafyamızın üşengeç terzileri
Işıkları mat köylerde asi bir çoban ıslığı Bir kurt kemiriyor nicedir gönlümüzün soylu erdemini Kılcal yüreğimizde korkak gölge ısırığı Çelişkili gizler sokuluyor nicedir veba gibi öfkemize Dilimizin canhıraş utkusunda çürümekte gül Güneşin kollarında hiddet, gün sarılıyor kemendine Yaprakta irin, çürük bedenlerde incecik tül Islak kelepçemizin derin oyuklarında devinimsiz yağmurlar Soyundan koparılmış mihenk taşı ahımız Zamanı geçiriyor incitilmiş kara delikten hüsranla insanlar Ruhumuzun geniş ovasına sığmıyor tahtımız Diz çöktük kör bir baltaya, yalan ırmağında boğsunlar bizi Bırakın azsın yaramız, devrilsin sabrımız tersine Sevgisiz sarılışların dirliksiz öpüşleriyle kandırsınlar hepimizi Dün yaşandı bitti, yarın meçhul bir nefes tenimizde Kırmak gerek zincirleri, devinimler kök salmadan can evimizde Bir yudum suda mutluluk, yutkunuş helal lokma Düşlerimizi bile parselledi yalanlar, karanlığı örtüyorlar üzerimize Yaşamak onurlu nutuk, yok oluşlar haram eza Selahattin YETGİN |