Aşk ve Ölüm
Kurutulmuş iki güldür aşk ve ölüm
sensiz şu ömrün sayfaları arasında Her günün akşamında koparılırken gölgem gövdemden bin bir acıyla Penceremin ardı kavruk ufuklar Her gece bir yıldız söner gözlerimin tenha karanlığında Başka yarınlar bulabilir miyiz? Bir başka köşesinde zamanın takvimlerde olmayan Takvimimde dört mevsim sonbahar Kayıp giderken ömür toprağın soğuk derin yüreğine Çağlarken yüreğim gözlerindeki denize Nasıl bir nehir bir denizi özlerse Aşk ve ölüm, iki liman denizlerimde Acıya dem tutmuşuz tüm çıkmazlarda Kendi gözyaşlarımızla sarhoştur yürek Sular suskun ve konuşan ateştir Küllerim savrulurken senden uzağa Damarlarımdan bir gemi kalksın Getirsin bana ellerini Ulaşılmazda biliyorum o ülken Yüreğimin yanık kokusu sinmeden Sonsuza dek soğumadan ellerim Bir bıçak kınını arıyor üşüyor çeliği Her nefeste uzaklaşırken senden kefen yelkenli gemim Yolcuyum iki yokluğun arasında Kendimsiz kıyılarına gönlün senden Aynamda iki kişi bir ben bir de sensizliğim Çoğalıyor düşününce seni yalnızlığım Aşk ve ölüm, iki çiçek dalımda açan Ölüm, hayata sığdıramadığım Ve hayatıma sığdıramadığım sen |