Gece ve Şiir
Güneş uykuya yattı bin yıllık yatağında
Hafif bir fırtına, yağmur ve karanlık gece Bin yıllık bir bekleyiş her sabahı ufukta Sürüp gidiyor ardı ardına şu ömrümce Bilinmeyen bir gezidir ki başlar gecemde Bir hüznün engininde yelken açar hayalim Yolların sonu bilirim biter hep güneşle Zembereği boşalmış bir saattir yüreğim Salınırken gözümde sabahın ışıkları Düş yorgunu gözlerim bin yıllık uykusuyla Ateşten dizelerdir güneşin armağanı “Merhaba” der şiirim sözün ağırlığıyla |
güneşin ve zamanın sembolik bir anlatımı üzerinden
hayatın akışı ve duygusal bir yolculuk anlatılıyor.
Şairin iç dünyasındaki düşünceler ve hayaller,
doğa ve zaman unsurlarıyla harmanlanarak ifade ediliyor.
Şiirde, güneşin "uykuya yattığı bin yıllık yatağında" ve ardından sabahın gelip güneşin tekrar doğmasıyla günlük döngünün vurgusu var.
Bu döngü, hayatın devam eden süreçlerini ve insanın doğayla iç içe olduğu temasını anlatıyor.
"Bin yıllık bir bekleyiş her sabahı ufukta,
sürüp gidiyor ardı ardına şu ömrümce" dizesi, zamanın geçişi ve hayatın sürekliliği üzerinde duruyor.
Her sabahın yeni bir bekleyiş ve yeni bir günle başladığını ifade ederken,
hayatın geçici ve devam eden bir yolculuk olduğunu vurguluyor.
"Bilinmeyen bir gezidir ki başlar gecemde,
bir hüznün engininde yelken açar hayalim" dizesi, şairin iç dünyasına dair bir yolculuğa atıfta bulunuyor.
"Yolların sonu bilirim biter hep güneşle,
zembereği boşalmış bir saattir yüreğim" dizesinde ise, yolculukların ve deneyimlerin sonunun geldiğini
ancak her seferinde yeni bir güneşin doğuşu ve yeni umutların başlangıcıyla karşılandığını ifade ediyor.
Şiirde genel olarak, hayatın zamanın akışı içindeki güzelliklerini, umutlarını ve duygusal yolculuğunu anlatırken, doğa ve zamanla olan etkileşimi sanatsal bir dil ve imgelerle yansıtıyor. Sezgiler, düşler ve zamansızlık teması,şiire güzel bir etkileşim kazandırmış...
tebrik ediyorum
selam ve saygılarla..