Aşka Dair
Öyle bir gizli dert ki yok dilinden anlayan
Gözlerim anlatıyor her damla yaş bir lisan Anlar ancak derdimi ehl-i dil bir sevgili Buldu şu gönlüm onu o hiç görmedi beni Çıkardım yüreğimi serdim onun önüne Göz ucuyla bir bakıp savurdu esen yele Gönlüm bir güldü soldu gönül bağım kurudu Bülbül neylesin artık güller dikene durdu Her kim ki yoktur yüreğinde aşkın yâresi Bil ki taştandır onun kalbinin her pâresi Bir bak şu gözlerime sana neler söylüyor Seni gördü göreli akan yaşı dinmiyor Aşkın o ateşi gönlüne bir düşsün de gör Sevmeyen nerden bilsin onun gönül gözü kör Kelimeler tükendi aşkı duymak istersen Kulak ver duyacaksın yüreğimin sesinden Yağmurlar gözyaşım güneş de yüreğim oldu Gece ay ve yıldızlar sessiz sırdaşım oldu İnleyip de duyurdum derdimi ben her yana Bir türlü ulaşmadı feryadım senden yana Derdimi herkes bildi yayıldı tüm dünyaya Gel gör ki şu yüreğim hâlâ meçhuldür sana Bu sevda hiç değildir gören gözlerden uzak Bilirim görmez her göz ve işitmez her kulak Saklı kalmaz ki aşk bunca gözyaşından sonra Bilinmez yine de ondan hiç nasibin yoksa Bu bir sevda türküsü dillerde hep söylenen Bir kor gönüllerde yıllarca hiç küllenmeyen Kimdir o ki gönlünde bu ateş hiç yanmamış O ki doğmadan ölmüş hayatı yaşamamış Sevgiyle eser rüzgâr uğuldar ormanlarda Akar sevgiyle sular çağıldar ırmaklarda Sevgidir kelebeğin kanadında rengârenk Karşılık bulmayınca kelebek ömrüne denk Aşk bir ilaç sevip sevilen tüm gönüllerde Yakıcı bir zehir kanayan tüm yüreklerde Bu zehri soluyanlar bilir misin kimlerdi Mecnun’du o Tahir’di Ferhat’tı ve Kerem’di Bir ad kaldı onlardan bir de mezar taşları Yâd ediyor mısralar hep o eski aşkları |