Yitik - 59“-esla düşüncememizi sormaz ilafının üsdüne nokda ğondurtdurmazdı esla milim fazla ğonuşmaz bakışıynan dediklerinin tafsilatını tehnede Üseyin ağam sıralardı da sıralardı bi bakışıynan ne zaman dedi bunnarı şaş valla!; hafsalam almazdı!. elebaşımız Hasan ağamın kısık gözle bi bakışı yeter de artardı . hemen ordan sürdüğ-atları öğnde her zamankı ğibi Hasan Ağam gene biz peşinde tin tin tin, o nere sürerse Üseyin Ağam onun iki boy gerisinde ben de onun gerisinde peşinden sürdüm, zaten dayıma onu tığlar düşünürdüm ya hu, bu ağalar ağası Hasan ağa kim-bili(r) gene ne dedi acabına ola . Gır Hasan emmim geçi güderkene Köytarlasında Tekkedenyüz’ün aşıdında yanına vardık, hep barabar! ben atların başında, easas duruşda bekledim onnar höyle ıralaşdılar Hasan Ağam; selem merdi “selamun aleyküm Hasan Emmi!”, “aleyküm selam, Gara ye(ğe)nim” sonura merabalaşdılar meraba-meraba-meraba-meraba . illem o tabaka, bize de illa biz cağara mı içeriz Hasan Ağamın yanında ben Üseyin ağamın annacında “sağ ol emmi ben işmen” dedi, üseyin ağamda ben de; “sağ ol emmi ben de işmen” dedim bana uzadınca Üseyin Ağam yalınız ğaldık mı isderdi, çıkarı(r) veri(r)dim, sömürü(r)dü valla “bak asdanım sakın içeyin deme hu mereti Hasan ağama dakılalı beri içerin(m) bi faydasını ğörmedim i(n)sanın ömrünü yeyo(r) valla ben de onu aşıtladınca ilk iş sarılı(r)dım bu can duşmanıma . “buyurun gara yeğenner; bu üş yeğit hayırdır bişiy mi oldu len; yonusa “cingen beyinin garı boşadığı fakit” hankı yeller atdı sizi hu zamanda, ne işiniz varıdı bu Allahın dağının başında” “bizim şerinen ne işimiz olur Hasan-emmi” durduk yerde Hasan Abey okardan duttu işi . “emmi, sen bu köyün en akıllı adamısındır biz düşündük daşındık, ne fakıtdır sen de münasip görüşen yani bize “hı?” dersen” demeye ğalmadan “öğünde agası var bizimo(ğ)lan “kelp olayn olmaz” dedi çıkdı, eşşe(ği) yokuşa sürdü, senin Gır Hasan “-yau o ilaf gızın öğünde gız, o(ğ)anın öğünde o(ğ)lan olusa o öyle denir” filen derken öteden beriden.. . Hasan Emmi deyceğinden geri galmadı yau ben de düşünüyon, bu iş nası ne-z(a)man, nassı(l) ğeldi buruya annayan varısa beri-ğelsin valla Alla-hallaa? . “-hepimiz biliyoz o ğız varıkana o(ğ)lan başgasını almaz-alamaz, eski köye yeni adet olmaz o ğız e(v)mizin gıranına gelin olu(r)sa bu iş; böğün olmasa? yarın elerde bek garın a(ğ)rıdır, olmadık gan akıtdırır, her Allahın günü, her öyün, her fırsantda nize-gavga biziki abasına hızmata varmaz selem mermez, bayramlamaz onnar da bize hırlı soluk-solumaz köpek gibi hırlaşılır bi bizde de(ği)l valla gonu-gonşuda da dirlik-mirlik galmaz, bu iş baya epey can acıdır . haa; ben cümle ğapımı öte yanna açarın iki kerpiç keserin, Bekirlerden yanna bakan camları gaparın emme köylünün yüzüne nası(l)bakcanız varın onu da siz hesabedin, ben bu gadar bilirin, size bu ğadar derin gerisini varın siz hesabedin!” . “yani önşe işin bu cihetinin halledilmesi bertarafı ilazım deyon Hasan Emmi son sözün bu öyle mi?” “-bu da benim deği sizin meselemeniz yeter ki siz el atın bi evelallah sedeyağdan gıl çeker gibi halledersiniz! sen bu ğenşlere buyur sizden yanna gaygım yok evellallah sen bi “hı” desen olur maşşallah-subanallah” . “-ıhıcık Üsenin yüzü, bi yanda emmisinin gızı, öte yanda Musduğun öz be öz yeğeni.. onnar gabil ediyosa, sen de üsdelik akraba olacan da bu deligannıların üçü içiniz alıyo, vicdanınız gabil ediyosa, benim uçu(n) da hava hoş ağa!” . “heş meseleme yok Hasan Emmi!” “- eh madem öyle pilavdan dönenin gaşşı(ğı) gırılsın ben de üsdüme düşen mazifeyi yapacan sözüm söz Hasan” . Hasan Abem diklendi, “-başga bi köye gederse oluu(r) mu Emmi” “..?..” “-olur mu! deyon yani” Hasan Emmi “başga türlü mümkünatı yok ki var mı..?” “-tamam! tamam öyley(s)e sen o işi işin o cihetini bize burak Hasan Emmi” döndü bana gayat zert emretti; “öp len.. öp Hasan Emmimin elini dur! önşe ben öpeyin bi ver elini öpeyin öpeyin Hasan Emmi” öptü gayat memnin, gayat hormetli öp len düğür bobanın elini” . |
*** Yitik - 59 *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...