Yitirdik Doğruluk Erdemini
Hak arasaydı uyanıp derin uykusundan Sezar
Bütün bilinmezliklerin şaşkınlığına atardı zar Utanç kendi rahlesinden alırdı kutsal kitabını Yılan baykuşa yenilmezdi, kurt açlığa ulumazdı Daha yapacak çok işi var şu garip Âdemoğlunun Önce soyunu anlamayı öğrenecek, düşünecek ah! Soyluyu soysuzdan ayırarak samimiyeti hatmedecek Anasından emdiği sütü pişirmeyi yeniden öğrenecek Zerrece sabırdan helva yapardı bir zamanlar analar Vefayı kavurup aşka çerez ederdi masumane asaletine Önce sırrından sıyrıldı insan, yalan oldu tek sermayesi Bilinmez bir meçhule gidiyor heyhat, ölümdür adresi Çoğalıyor sevgisizlik, bölündük kendi neslimizin rengine Önce et ayrıldı tırnaktan, sonra kardeşi sildik lügatlerden Savrulduk yaban iklimlere, yetmedi girdik yobazın emrine Bayramlar bile artık anlamsız, aşkı bile sildik biz defterden Yitirdik doğruluk erdemini, cebren ve hileyle alt edildi insan Hangi acınmışlık hali özümüzdeki, şu kadrimi nerelere itsem! Yalnızlığın davulları çalıyor bakın, hangi düğündür uzaktaki! Dostluklar bile el oldu neyleyim, ah hangi kutuplara gitsem! Selahattin YETGİN |