SEN SADECE... SADECE..Rüzgârların.. Rüzgârların sesini işitiyorsan şu kalabalıklarda, Dinlemek istiyorsan durmalısın. Ellerin cebindeyse yumruklaştır sıkı sıkı, Ayaktaysan etrafına bak biraz. Yalnız olduğunu.. Düşünme yalnız olduğunu, yalnız değilsin! Esen rüzgârı, Bastığın toprağı, Hazmettiğin yemeği.. Daha birçok…. sende mevcut! Bunlar sende mevcutken, Sen. Dinlemeye çalışırken rüzgârın sesini, İşte orada bulacaksın hayatın sesini. Yırtmıyorsa eğer yüzünü rüzgârın varlığı, Yaşamıyordur göğsünde, Yeni doğacak bebelerin hayat mücadelesi?! Rahmine hayat düşen canlının düşleri, Heyecanlandırmıyorsa eğer bunlar seni? Sen gammaz, aymazsın. Farkında ol. Bu yapınla, İster rüzgâr uçursun.. İster damağına serinlik veren su.. İster beş oğlu sekiz kızın olsun Fark etmez. Sen ne hüzün şarkısı üreten bir köle olursun Ne “kazanmışta, refah yaşayan birisin?” Sen sadece, Sadece, Varsın. O kadar! |