Yitik - 47büyük yeğenim ile karanlıkta onlara giderken aklıma geldi geçmişime yandım, teşekkür ettim babama “babam yollamasa da köyde kalsaydım, haso, hüso, muso.. hizmetlerine amade olacaktı Hacının İso..” … “kimbilir başıma ne çorap örerlerdi” ! Kara Mustafanın kızanı olacaktım ay-aydın yol belli şükrettim.. şükür; dedim yok o, yok bu, olmadı şu belki de hastalığı değil de tam olarak buydu babamın asıl korkusu “Haso-Hüso ve Muso bu çete babam bunlar yüzünden göndermiş beni bir uçtan bir uca Hisarköy’e . yok ana-baba hasreti yok kardeşlerim akrabalarım yeğenlerim yapayalnızlığım! babam beni evlatlık göndermiş, arayıp sormamış-ilgilenmemiş şikayet etmekten vaz geçtim hem de hemen o dakika.. meğer şükredecek ne çok şeyimiz varmış.. bu güne kadar aklıma bile gelmeyen bin türlü beladan yırtmışız da.. haberimiz olmamış.. . bunca olandan bitenden o çocuk aklımla isyanlardaydım babama kendi kendime ne etmişim ben! kahrettiklerimin hepsinden tövbe ettim.. başıma ne dertler açabilirlerdi Mustafa abeyin asıl derdi “çömez”i babam yollamasaymış Hisarköye çömezlik başımdan gitmezdi.. nişanlısı, teyzesinin Elife hele de hele Yeter Gelin’e etmediğini koymayan Kara Mustafa hatırlıyorum da bana neler ederdi neler etmezdi . aynı cehendemi bana yaşatırlardı.. “…..Ismail Kardeşim..” geç sen bunu bir kere şükrettim kaderime sebep olanlara Fatihalar okudum hepsine ayrı ayrı cümle geçmişlerime dualar etdim hayatta olanlara bu yaşta öğreneceğimiz ne çok şey varmış insan yaşadıkça duydukça hasretine kavuştukça neler neler anlarmış! . “vay başımıza gelmeyenler” “vay yaşamadım diyenler” “dur daha başımıza neler gelecek ne yeller esecek!” |
Emeğine yüreğine sağlık usta
________________________________Selamlar