Rahmet*Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ramazan’a dâir hislenişler, seslenişler, yansımalar.. akisler…
Bürüyor rahmetinin mevsimleri zamanı, Bir bağış tâ öteden örüyorken mekânı… Vakit binbir taraftan köşe bucak sarılmış, Akrep ile yelkovan hep kumlara karılmış… Doğular ve batılar bir kuşatma altında, Kuşlar bir Kafdağı’nın dokuzuncu katında… Bulutlar beliriyor.. beyaz, yeşil ve siyah, Geceler güneş güneş, yıldız yıldız her sabah… Rengârek bir yağmurun ahdine şâhid ezel, Bir kaza olsa olsa bu kadar olur güzel… Gül tütüyor görünmez bahçenin toprakları, Kül kokuyor tepeden tırnağa yaprakları… Bir sultan kuşanarak yolları dürüp geldi, Tâcı, tahtı, vatanı.. önüne sürüp geldi… İblislerin cümlesi bir zincire vurulmuş, O şeytanın vârisi, başucuna kurulmuş… Maharet, bir komşunun boyasiyle boyanmak, İki kaş arasında nûrlarına kuşanmak… Rahmetim geçti.. dedi, gadâbımı; ilâhî, Bir âh.. yakıp kül etti azâbımı ahâlî!.. Benim için kendinden geçeni yâr bilirim, Ahvâli zarar olsa bir nefsi kâr bilirim!.. Bir nefes bir ân olsun da kendini unutsun, Anne diye o nefsi yalnız Rabbi avutsun… Mescid-i Haram komşu, Nebî’nin mescîdi yâr, İlk kıble: Mescîd-i Aksa.. dolaşır diyâr diyâr… Dürülür her yeryüzü.. yar yüzünden bir defâ, Kutlanmış zindanlarda neşe, sevinç ve sefâ… Sızı gönülde Aksa... O mescid mutlak yazı, Ümmetin arşı geren bir öteli niyâzı… Topraklar dile gelir.. kum misâli istiğfâr, Taşa dönmüş ne varsa, müjdesiyle bahtiyâr… Mâmur Beyt... güzel akis, arzı kuşatan evden, Bir hâne var ki; yankı... varlığın yutan devden… Bir melek kisvesinde sokaklarda insanlık, Yapayalnız şehirde ihtişâmlı sultanlık… Mirâç dönüşü hemen bir sırrı perdeledi, Kelîm olan peygamber lütfunu müjdeledi… Bine karşı bilmem kaç.. kana susamış ordu, Susuzluktan rahmete erenler geliyordu… Görüyorum; Nil Nehri... kaçmadan yürüyoruz, Rahmân’ın murâdıyla ölümü bürüyoruz… Semâyı tutan duman, nûrunu yakan ateş, İbrâhim olanlara.. ateşler bile kardeş… Bir bülbül ve heyecân... ve yangına atıldı, Geçildi doksandokuz ve binlere katıldı… Mülküne Halîli’nin ortak oldu olanlar, Sekizin o sırrında; cennette kaybolanlar… Bir amel düşünün ki.. amellerin emeli, Cenâb-ı Kibriyâ’da her bir şeyin temeli… Sonsuz af, uçsuz rahmet ve bir dipsiz merhamet, Mucîzeler hep ondan, ondan bütün kerâmet… Ölümün de hissedâr olduğu bir ortaklık, Hüzünler bayram eder, bayram olur ortalık… Esîr alınır dünyâ, ukbâlar kuşatılır, Bir hayatın içinde o hayat yaşatılır… O hayat.. ölümlerin özendiği o hayat, Bir düş dişler kalbini cümle sevâba inat… Akıllar geçiyorlar birer birer aklından, Cennetler akın eder, gizli-saklı yakından… |