9
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
721
Okunma
De ki:
“İster Allah diyerek,
isterse Rahmân diyerek yalvarın.
Hangisiyle yalvarırsanız olur;
çünkü en güzel isimler O’nundur.”
Sen de namazında, niyâzında
sesini fazla yükseltme,
büsbütün de kısma,
ikisi arasında orta bir yol tut. (6)
Allah ki,
kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur.
En güzel isimler
O’na aittir.(7)
“Evlâdım!
Yaptığın iyilik veya kötülük
hardal tanesi ağırlığında bile olsa,
bir kayanın içinde saklı da olsa,
göklerin veya yerin
herhangi bir noktasında bile bulunsa,
Allah onu çıkarıp
âhirette karşına getirir.
Çünkü Allah
her şeyi bütün incelikleriyle bilir,
her şeyden hakkiyle haberdardır.” (1)
Bunun üzerine Rableri,
onların dualarına şöyle icâbet buyurdu:
“Ben, erkek olsun kadın olsun
içinizden çalışan hiç kimsenin amelini
boşa çıkarmayacağım.
Zira siz birbirinizi tamamlayan parçalarsınız.
Hicret eden,
yurtlarından çıkarılan,
benim yolumda ezâ-cefâ gören,
hakarete uğrayan,
savaşıp şehit olanların da günahlarını
mutlaka affedeceğim
ve onları
Allah tarafından bir mükâfat olmak üzere
altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım.
Zâten, en güzel mükâfat ancak
Allah katındadır. (2)
Yoksa onlar
Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar?
Halbuki göklerde ve yerde bulunan herkes
isteyerek veya istemeyerek
Allah’a boyun eğip teslim olmuş durumdadır
ve hepsi O’na döndürülüp götürülmektedir. (3)
Böylece Allah
senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışlayacak,
üzerindeki nimetini tamamlayacak
ve seni dosdoğru bir yola eriştirecektir. (4)
Allah gökten su indirir de
vâdiler, dereler kendi miktarlarınca
sel olup akar.
Bu sel,
üzerinde kabaran köpüğü yüklenip götürür.
İnsanların süs eşyası
veya faydalı bir âlet yapmak için
ateşte erittikleri madenlerin üzerinde de
buna benzer köpük meydana gelir.
İşte Allah
hak ile bâtılı böyle bir misalle anlatır:
Köpük yok olup gider.
İnsanlara fayda veren kısmı ise
yerde sâbit kalır.
İşte Allah,
gerçekleri böyle misallerle anlatır. (5)
O Allah ki,
O’ndan başka ilâh yoktur!
Duyuların algı sahası dışında kalan şeyleri de,
duyuların algı sahasına giren şeyleri de bilir.
O, Rahmân’dır, Rahîm’dir. (8)
O Allah ki,
O’ndan başka ilâh yoktur!
O Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır,
Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir,
Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir.
Allah,
müşriklerin ortak koştukları şeylerden
çok uzaktır, yücedir. (9)
O Allah
Hâlık’tır, Bârî’dir, Mûsâvvir’dir.
En güzel isimler
O’nundur.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi
O’nu tesbih eder.
O, Azîz’dir, Hakîm’dir. (10)
Rasûlüm! De ki:
“Rabbimin kelimelerini yazmak için
denizler mürekkep olsa,
hatta bir o kadar daha ilâve yapsak,
Rabbimin kelimeleri tükenmeden
o denizler tükenir.” (11)
İçinde doğru yolu gösteren
ve gerçekleri aydınlatan âyetler bulunan
Tevrat’ı şüphesiz biz indirdik.
Allah’a teslim olmuş peygamberler,
müçtehitler ve diğer âlimler
yahudilere ait dâvalarda
onunla hüküm verirlerdi.
Çünkü hepsi de
Allah’ın kitâbını korumakla vazîfelendirilmişlerdi
ve onun hak kitap olduğuna şâhit idiler.
Öyleyse siz
insanlardan korkmayın da
yalnız benden korkun.
Âyetlerimi
azıcık bir dünya menfaati karşılığında satmayın!
Kim
Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse,
işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir. (12)
Biz Tevrat’ta onlara şunu farz kılmıştık:
“Cana can, göze göz,
buruna burun, kulağa kulak,
dişe diş karşılıktır;
yaralamalar da böyle kısas yapılacaktır.”
Fakat kim kısas hakkını bağışlarsa
bu,onun günahları için bir kefâret olur.
Her kim de
Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse,
işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir. (13)
İncil ehli de,
Allah’ın orada indirdiği ile hükmetsin!
Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse,
işte onlar fâsıkların tâ kendileridir. (14)
Hangi dinden olurlarsa olsunlar,
onların arasında Allah’ın indirdiği ile hükmet,
onların arzularına uyma.
Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından bile
seni saptırmamaları için,
onlara karşı son derece dikkatli ol!
Eğer senin verdiğin hükmü kabul etmez de
yüz çevirip giderlerse,
şunu bil ki Allah,
bir kısım günahları sebebiyle onları
belâya uğratmak istemektedir.
Zâten insanların birçoğu
Allah’ın yolundan çıkmış kimselerdir. (15)
Gerçek şu ki,
insanı biz yarattık
ve nefsinin ona neler fısıldadığını da
çok iyi biliyoruz.
Çünkü biz ona
şah damarından daha yakınız. (16)
1) Lokman / 16. Ayet (2) Âl-i İmrân / 195. Ayet
3) Âl-i İmrân / 83. Ayet 4) Fetih / 2. Ayet 5) Ra’d / 17. Ayet
6) İsrâ / 110. Ayet 7) Tâ-Hâ / 8. Ayet 8) Haşr / 22. Ayet
9) Haşr / 23. Ayet 10) Haşr / 24. Ayet 11) Kehf / 109. Ayet
12) Mâide / 44. Ayet 13) Mâide / 45. Ayet 14) Mâide / 47. Ayet
15) Mâide / 49. Ayet 16) Kaf / 16. Ayet