Gülümse Çekiyorum...
Ahh sancıda neymiş, toprak dile geldi
hayın sarkaçların keskinliğinde biri pak biri ak anlamca aynı yol güzergâhında kim vurduya gidecek biri dilemma kuşlar sancağında, geçit yok diyor gök ehli çatışma yerde, gökte ret yedi ah bu ahvalde yüreğimizi yedi bir süvari ordusu kuşanmış kılıçları bir nida anlamsız, deli sançması hula hula karşı cephe at üstünde, gardını almış kalkanlar ellerinde bir nida anlamsız, deli saçması vula vula perde arkasından izliyorum bu cengin sahnesini tanrım diyorum izin ver bir dudak payı gülmeme ah söz diyorum, kimse duymayacak içimi gıdıklayan kahkahayı demeye kalmıyor atlılar atlarını göğe sürüyor, el sallıyorum istemsizce ah tabi ya, perde arkasında nasıl görecek neydi nidaları derken, hah tamam buldum ula ula inin aşağı, er meydanı kaçmak yakışır mı da hay aksi susmalıyım kılıç süvarileri kılıçlarını büküyor ah tanrım nereye düştüm yo yo hayır, yerine düştün diyor kaz askeri gaipten miydi bu ses, etrafımı dolanıyor gözüm dolanmaz olaydı gözlerim sahici yaşardı bunlar şimdi gerçek mermide kullanır ama yok ya, kılıç, kalkan başkada bir şeyleri yoktu neyse sus kartı yedim karşı koltuktaki baykuştan ve bükücüler büküyor atların yularlarını tabi ya ret yemişlerdi gökten inmeliler, inmeliler de nereye yer karınca bereketinde entrika dolmuşu birbiri ardına lokomotif sürüsü geçecek reklam arası nefes alma molası zannımca yo yo yooo bu öyle bir şey değil, bu gerçek yer gök birleşiyor, içindekileri öğüterek aman Allah ım dünya yeşeriyor İçindekileri öğüterek şaşkınlığım sahnede sevince dönüşüyor dünya sadece çocukları doğuruyor gülümseyerek... |
yer ve göğün koalisyonunda yaşamasına gerek duyulmayan, boşuna nefes işgal edenlerin öğütülerek çocukların gülücüklerle yeşermesi ise finalinde çok ayrı güzel resimlenmiş..