Kimdi bu sabah tıklatan kapımı,
Oldum olası sevmem uyarılmayı,
Açılacaksa açarım yoksa tıkarım tıpayı,
Dervişin biri sanmış ki Berduşun meyhanesi,
Acı acı vuruyor kapıya sanırsın sirk soytarısı,
Elinde bir tespih başında beyaz takkesi,
Köpek kedi haram değil mi bunlar ne şimdi,
Ne günlere kaldık yarabbi kahreyle bu meyhaneyi,
Hayvanları da dinden çıkardılar ne olacak şimdi,
Dilleri yok ki masumların ne diyebilirim şimdi,
Be hey derviş, derviş isen kes sesini,
Kafana göre yaftalama bilmediğin şeyi,
Burası meyhane değil bir garibin evi,
Sen misin bu beldenin yoksa sorgu hâkimi,
Doğrudan Allah’a bağlıydım sen misin aradaki,
Sabah sabah kapıya dayandığına göre nedir hikmeti,
Ayyaş ne anlar bu işin hikmetinden,
Bunları söyleyen akşam çekip sabah yatan biri mi,
Önce necisten temizlen bu şeytan mı köpek mi,
Köpek gibi görünen şeytanlar kuşatmış seni,
Beldemize sıçratmadan günahını terk et beldemizi,
Bu uyarılarımı her zaman yapmam anladın mı beni,
Bir derviş gelmiş kapına elini öp başına koy ki,
Allah hidayet eylesin sana yoksa sonun feci,
Bu sabah gelmem hikâyenin daha başı,
Burada sen oturabilirsin ama biz veriyoruz hesabı,
Sen de bize yapacaksın yapman gereken kıyağı,
Başkaları kapına geldiğinde koşarsan bizim tekkeye,
Tren kaçar yetişemezsin bu sarhoş halinle,
Dervişler bakmaz senin necis yüzüne,
Bismillah de siftahı yap ta nur gelsin gözüne,
O zaman kimse gelemez senin bu çevreye,
Yoksa başın beladan kurtulmaz vermezsen sadakayı,
Kime vereceğini bilirsen kurtarırsın paçayı,
Bunları söylemek için primiz beni sana gönderdi,
Ders almazsa berduş bırak gel köpekler verir dersini,
Haydi bana eyvallah sen de çekme artık kafayı,
Gavsımız görür kalp gözü açıktır sonra keser ekmeğini,
Şefkat tokatı gelirse bir daha anlamazsın sebebini,
Berduş sen ayyaş ben muteber derviş işte ikimizin farkı,
Anladın mı ben cipe binerken senin yaya gidişini,
Sonra kalkar bunlar da nereden çıktı dersiniz,
Sizin gibileri uyardığımızda üstümüze nimet yağıyor gibi,
Bu devran böyle gidiyor, her dönemde bir başka tekke,
Bu pilavın yağı çok olmuş ona mı bakarım tekkeyi bulmak işim,
Ara sen de bul tekkeyi, bulursan götürürsün her şeyi,
İşe iş demezsin ben gemileri böyle yürütüyorum vallahi,
Derviş olunca tüm kapılar açıldı yüzüme ihaleler koşuyor üstüme,
O ihaleden diğerine günümü gün ediyorum, senin gibi kerizleri,
Paketleyip kemik diye köpeklerime yediriyorum,
Anladın mı niye geldiğimi ne işin var senin ihalede,
Bak sana bir Antep karası çalarım ne Arap’ın sabunu,
Ne Alleben’in suyu, adın çıkar dokuza kimse indiremez sekize,
Sabah sabah derviş diye kapımı çalan hayatımı çalmaya gelmiş,
Beni de şekillendirmiş bir kalıba dökmüş,
Gözüm görmesin seni şu kapımdaki köpek senden şerefli,
Nasıl belirlenmişse hedefi ona göre yaşamak görevi,
Senin ne sahibin belli ne çıkarın bilmiyorum ki hangi zibidi,
Seni bu kadar rahat benim kapıma gönderdi;
Var git söyle sahibine o çok güçlü onunla baş edemeyiz de,
Kahrından tırnaklarıyla yeri kazmış,
Ahmaklar içinde diline düğüm çalmış,
Nedem ki gülsün bu karanlık talihim diye bu karanlıkları seçmiş,
Yaradan dan bir rahmet gelmiş her yanından onu kuşatmış,
Böyle dersin sahibine sahipsiz kalmak istemezsen var git tekkene!
Erol KEKEÇ/23.01.2023/00.32/Sancaktepe/İST