Uzağa...
Uzağa doğurdu beni bir kadın..
Yanağında kocaman bir ben. Sonra sesler kayboldu. Sağır bir şiire uyandı çocuklar. Gözlerin birer dar ağacı dedi, Her kırpışında boğulmam ondan. Senli yaralarım vardı. Yerini bir tek annemin bildiği. Buğün Bir tren olmanın sancısı içimde.. Uzaklara doğurduğum şiirler hangi hikayeye emekler. Kara bir tren, beynimin içinde Raylar boyunca acı. Benim öykümde, anne eli değmiş bütün düşler şizofren. Yatıya kalmasını söylemiştim oysa o ninniye O ninni ki pijama giyinmiş bir deli. Gözlerimde iki dar ağacı... Dar ağaçları ekenlerin elleri hep nasırlı. Sağır bir şiir nasıl olur, büyükbaba? Yerini annemin bile bilmediği, kırık sokak lambaları... İncinmiş köşe başlarına Işıkları boğazına kaçan bir ayrılığı kusar durur.. Senli bir hikayem olacaktı çekmecede.. Yarım asırdır kilitli rüyalar. Gözlerimin gördüğü renk bu değil. Daha karanlık sanki, daha kördüğüm. Affet... Affet ki üşüyorum yine sesinde.. Adımı her çağırışında. Suslarla dönüşüyorum sana, Elimdeki sihirli bir değnekle. Yaprakları, kuşları boğan dar ağaçlarım var alırmısınız abi! Birde sıtma düşler. Gökyüzüm acayip buğün... Senli bir yaram var sorma gitsin! Uzağa doğurdu beni bir kadın... Yanağında kocaman bir ben, Sonra kayboldu... İsmini alıp gitti. |