1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
728
Okunma
Uykularıma ....
Çiğ damlası düşüren
Kuşluk vaktinden
Bana kalan...
Ceplerimde taşıdığım
Pırnal yapraklarından
Beyaz gömleğim de ki ..
Mürekkep lekesine kadar
Ahir zamana taşıdığım
Yorgun yaşımın sırrı bu
Budur işte..!!
Ayağımın toprağa değişi
Ve....
Peşime düşen kayboluşun
Yeniden bulunuşu
Hatırladım sonra ..
Ağustos öğleninde
Suya inen atı
Beyazdı ve ayağı kırıktı
Kız çocuğu atı beklerdi
Suyun serin gölgesinde
Gün oldu, at bir daha gelmedi
Sonra uzaklardan bir tüfek sesi duyuldu
Sahibi atı vurdu, at öldü
Kız çocuğu atın ölüsünü buldu
Ve eğilip yelesinden
Ağlayarak öptü ..
Dur bekle../
Şiirimin bittiği yerde
Paran kadar değer gördüğün
İnsanların içinde
Bulamayacaksın ...
Kendini satacak bir pazar..
Asgari ücrete tabi şehirlerde..
Tükenecek hayallerin azar azar..
Sus dinle../
İfadeye çağrılmamış acılar var
Halka açık yerlerde
Sesi kısılmış cinayet çığlıkları
Çıkmaz sokaklarda..
Duyulur her gece ..
Karanlığın ayak sesi
Kapını çalar kabuslar
Sus pus olur sonra her şey..
Bir gün kötü bulur seni..
Ne kadar iyi olsan da ..
Küfür edersin istemsizce
Tıkanan şehir trafiğine ..
Kalırsın eninde sonunda kendine
Gidemezsin hiçbir yere
Aklında ters kelepçe anılar
veya bıçak yarası anılar...
At öldü..
Ve Kız çocuğu büyüdü..
5.0
100% (6)