At öldü ve Kız büyüdü..
Uykularıma ....
Çiğ damlası düşüren Kuşluk vaktinden Bana kalan... Ceplerimde taşıdığım Pırnal yapraklarından Beyaz gömleğim de ki .. Mürekkep lekesine kadar Ahir zamana taşıdığım Yorgun yaşımın sırrı bu Budur işte..!! Ayağımın toprağa değişi Ve.... Peşime düşen kayboluşun Yeniden bulunuşu Hatırladım sonra .. Ağustos öğleninde Suya inen atı Beyazdı ve ayağı kırıktı Kız çocuğu atı beklerdi Suyun serin gölgesinde Gün oldu, at bir daha gelmedi Sonra uzaklardan bir tüfek sesi duyuldu Sahibi atı vurdu, at öldü Kız çocuğu atın ölüsünü buldu Ve eğilip yelesinden Ağlayarak öptü .. Dur bekle../ Şiirimin bittiği yerde Paran kadar değer gördüğün İnsanların içinde Bulamayacaksın ... Kendini satacak bir pazar.. Asgari ücrete tabi şehirlerde.. Tükenecek hayallerin azar azar.. Sus dinle../ İfadeye çağrılmamış acılar var Halka açık yerlerde Sesi kısılmış cinayet çığlıkları Çıkmaz sokaklarda.. Duyulur her gece .. Karanlığın ayak sesi Kapını çalar kabuslar Sus pus olur sonra her şey.. Bir gün kötü bulur seni.. Ne kadar iyi olsan da .. Küfür edersin istemsizce Tıkanan şehir trafiğine .. Kalırsın eninde sonunda kendine Gidemezsin hiçbir yere Aklında ters kelepçe anılar veya bıçak yarası anılar... At öldü.. Ve Kız çocuğu büyüdü.. |
Mutluluk azıcık ne olur, puslu sabahların yadına.
Vazgeçeceğim, pes edeceğim ben de
Sonra anılarım -herşeyim- geldiğinde.
-imkansız galip gelmek - demeyim biliyorum.
Ama ağladım çok önce.
Öğrendim.
Atları da vururlar.
Hep direnen biri olacak içimde.
Çok saygımla Şairim.