Islak GazellerBir yer vardı Gidemediğim kadar uzak Hissedebildiğim kadarıyla yakındı Geceler tedirgin Sabahlar mutsuz Gündüzler ise umutsuz değildi Eskide kalmış bir masaldı belki Nenemin.. Kurttan büyük kurbağaları vardı Anlatırdı gaz lambasının ışığı sönmeden Sonra derin bir uykuya bırakırdım kendimi Naftalin kokan yorgana sarılarak Gazellerin çağıla döküldüğü bir yerdi Baykuş karanlığında Periler mağarasında kandiller yanardı Babamın tütün kokan bir yanı vardı Annemin yufkaya benzeyen tarafı Ayva yaprağına tüneyen serçelerin Tuhaf sıcaklığı Çuval delen sıçanların tıkırtısı İstanbul’a esir olmadan çok önceydi Ademle Havva’nın İlk ateşlerini yaktıkları bir yerdi Kabil Habilin kanını henüz dökmemişti Sam yeli esince Beyazlara bürünen kırklar geçerdi Durgun akan nehrin Diğer tarafından Ellerinde sönmeyen meşaleler Hayat telaşının Bana unutturduğu bir yerdi belkide Yine de … Yağmurun sesi çağırır beni Kuruyan gazellerim Islanmayı özlediğinde … Bedirhan İstanbul 12 kasım 2022 |