AĞIT...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sessizliğin kıblesinde saklısın, tasa yüklü dünyanın ipekten yorganı eflatun yalnızlığın da dibe vurduğu yorgun çok yorgun bir sancısın… Meylettim hayatın duvarlarına Çakılı gözlerim Sevgiden ziyade özlemin na’şında serili bir iklim gibi Yola diktiğim gözlerim: Sarıldığım ruhum Sancılandığım doğum öncesi Nesrisin varlığımın Ket vurulduğu kadar hayallerime Kat izimle çıktığım yokuşun kaldırımı bir taş gibi Sektiğim Bazen susup pervazına yaslandığım Hazanın dürtüsü ile baharı bile savsakladığım Gürültülü bir sessizliksin sen Meddücezrinde ömrün Güdüleri ölü hangi nefis ise Nefesimde saklı binlerce sure Hamt ettiğim kadar Rabbime İnsan olmanın romanını yazıyor bildim her beşeri… Şaşkın mizacım Şerrinden nefsin ve iblisin Koştuğum en ulu Rakım Nasıl ki Hakkın Meclisi Yanıp tutuştuğum Külümden doğabildiğim kadar Kula kulluk etmediğim aşikâr Tortusunda dünün Tüten dumanla yaşaran gözlerim Kilden heykeller Kinden yürekler Meali var ya da yok yarınların Dünde saklı körpe zihnim ve masum benliğim. Beylik yokuşlar değil Çıktığım Çıkası canın da çıkmadığı Bir hazan bekçisi gibi Nöbet tuttuğum mevsimin başına buyruk bestesi Nasıl ki izini sürüyorum evrenin orkestrası mademki Tabiatın eşliğinde şakıyan kuşa hayranlığım Seken bir taş bazen üstüme yuvarlandığı kadar Mizacımdaki şaşkınlıkla Buseler kondurduğum masum bir resim gibi. Bodoslama sevdiğim her insan anbean İçime yerleşik bir eser gibi Varsa yoksa esiriyim sevginin Esmesi an meselesi Esemesi okunmaz bazen yalnızlığın nasıl ki hicreti Bir şiirden diğerine sektiğim Bazen bir masal gibi Kendimi seyrettiğim O satırlarda bulup da kendimi Kederin ağırlığı ile çöken omzuma konan bir kuşun kanadına Dikili gözlerim Ruhumun meali Yorgunluğun mevsiminde Yol almakla eş değer şiirin hazin güftesi. Kanayan imgeler Kardıkça ömrü kim bilir Kimler ne diyecek demenin özeti belki de Sessizliğe sığınıp Seslerde vuku bulan o ıssızlıkla dikerken kalbimi Yeniden var olmanın güncesi Elbet içimde dinmeyen şelalesi Sözcüklerin külünden dahi yazdığım Şiirlerin şamanı belki de nakarata gizlenen. O huzur, O huşu, Derinlerin gücü Serpildiği kadar yürek Gömülmek en derine Ansızın uçarken bulmak kendini enginlerin uçuşan perdesi Nasıl ki saklar kimsesizliğimi Dikilesi bir anıt gibi Beyitlerde saklı huzur gibi Eşelediğim ömrün tek gayesi Bulmak yine kendimi cennette Aşkın ve iman gücünün ertesi Hamt etmek duyguların en güzeli Nükseden günbegün… Na’şında yavru güvercinin Bir annenin yaktığı ağıt gibi Yüreği dağlayan her acı son bulsa keşke Yaşarken ölmenin bedbaht tecellisi Yine ve yeniden teselli bulmak Rabbin nezdinde Yağan rahmetin her zerresi Bize bizden yakın varlığı ile dokunmak hidayete Arz edilenin ötesi Talep bulmak varsa yoksa her iki âlemde, O, ‘’ol’’ desin yeter ki… |
Güzel yürekli dost,
Yüreğine emeğine ellerine sağlık efendim.
Sözlerini beğeni ile okudum kalemin kavi ilhamın daim olsun,
En kalbi duygularımla esenlikler dilerim.