Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan Hayat hikayesinin 86.bölümü
ruhumuzu şer ile şerh ettik imkanın en dar kapısında oturup esir kentlerin mahpusları gibi puslu sokaklara serpildik fırtınalı akşamlarda göz kapaklarımıza kan damladı her karanlıkta yağmurlar büyüttü acılarımızı
her solukta biraz daha savaş biraz daha şiddet biraz daha kin biraz daha vahşet biraz daha.. biraz daha...
biz hayatı yitirdik leylalar leyli renklere bağlar oldu zülüflerini hayal içinde öldük hayali tahallus eden şairler gibi kirpiklerimizin arasından eski zamansevdalarını damıtırken hayali hayatlar sürüp gittik
silinmiş boş kağıtlara döndü şimdi hayat lale zarlarımızda ayrıklar bitti birikimlerimiz ağıt sütunlarında kırıldı yontulmuş mermerlerimiz damar damar çatladı zümrüdü ankanın kanatlarından kavruk baharlara döküldü safirlerimiz
geçmiş zaman olur ki hayalı cihan değer derlerdi heyhat... hayal meyal şeylermiş hayali yükler bükmede şimdi belimizi heyecanımızı yitirdik tımarsız, kaşağısız, pusatsız bıraktık küheylanlarımızı kılıçsız, kargısız, cevşensiz koyduk süvarileri
gizli sevdalara çaldırdık ruhlarımızı süfli arzuların ateşi sıçradı üzerimize kevn ü fesadda anılmamacasına yıktık eski ahitlerimizi yeni ahitlerimizi ahdimiz asr üzerineydi hani kaybettik asırlarımızı
dönüş biletini giderken yırtmıştık hani kutsal vadilerde nalınlarımızı ayağımızda unutmuştuk parlayan yıldızlarımızdan beyhude düşler düştü bahtımıza şimdi son perdesiyle birlikte elif ve lam ve kaf da karardı kelamlarımızda yorulan harfler la kılığında yağdı dünyamıza
efsunlu sözlerle dolu ruhlarımız gizi çözen gecelerimiz geceyi düğümleyen gizlerde gizlendi gecelerimizi yitirdik münzevi akitlerde eklemledik ahlarımızı birbirine düşlere karışan hayatımızı zincir yaptık huzurun ak sayfalarına deruni sağanaklardan kan revan acılar gönderdik
hep yitik sevdalara döndü mersiyelerimiz ağladık günler boyu ağlayacağız aylar ve yıllar yılı ah vefa ah o en eski yitiğimizdin sen senden ötesi hayal başkısı yok cefadan öte hayat yok bize
* hicretin 4. senesi, sefer ayı idi beni amir kabilesinin reisi ebu bera amir bin malik peygamberimiz (s.a.v.)’i ziyaret maksadıyla medine’ye geldi
ebu ber, samimi biriydi resul-i ekrem ve müslümanlara dost idi efendimize hediye etmek üzere iki at ve iki deve getirmişti
ancak resul-i ekrem ben, müşriklerin hediyesini kabul edemem eğer hediyenin kabul edilmesini istiyorsan müslüman ol diyerek onun hediyesini kabul etmedi kendisini müslüman olmaya davet etti
ebu bera o anda müslüman olmadı islâmiyete karşı gösterdiği alakadan da vazgeçmedi efendimize,
ya muhammed beni davet ettiğin din pek güzel, pek şereflidir kavmim benim sözümü dinler. eğer sahabilerinden bir kaçını kur’an ve sünneti öğretmek üzere gönderecek olursan ümit ederim ki davetini kabul ederler.dedi
resul-i kibriya efendimiz necid halkına pek güvenmiyordu bir hainlikte bulunabilirler endişesini taşıyordu göndereceğim kişiler hakkında necid halkından korkarım.diyerek bu endişesini izhar etti
ebu bera’ teminat verdi onları ben himayeme aldıktan sonra necid halkının onlara dokunması hadlerine mi düşmüş dedi ebu bera’nın güvenilir sözüne itimat edilir biri olması efendimizin endişesini giderdi
kırk kişiden ibaret irşat heyetini göndermeye karar verdi altısı muhacir, diğerleri ensardandı hepsi de suffa ehli idi başlarına münzir bin amr tayin edildi
peygamber efendimiz necid halkına beni amir reislerine verilmek üzere heyetle birlikte bir de mektup gönderdi irşad ve tebliğ heyeti bi’r-i mauna denilen mevkie vardı
burası medine’nin doğu tarafına düşen süleym ile amiroğulları yurtları arasında kalan beni süleym’e ait bir su kuyusu idi burada hz. resulullahın mektubunu amir bin tufeyl’e götürmek vazifesini haram bin milhan üzerine aldı
bu sahabi mektubu getirip ona teslim etti ne var ki mektubun muhatabı amir okuma gereği bile duymadan elçi sahabiyi orada şehit etti
aziz şehidin bu adamın darbeleri altındaki son sözleri şunlar oldu Allahü Ekber kabe’nin Yüce Rabbine yemin olsun ki kazandım gitti
amir bin tufeyl bu ma’sum sahabiyi şehid etmekle de yetinmedi amiroğullarını heyetteki diğer sahabaleri de öldürmek için yardıma çağırdı. ancak, amiroğulları önceden ebu bera, gelecek irşat heyetine dokunmayacaklarına dair söz vermiş bulunduklarından bu adamın yardımına yanaşmadılar
beni amir’den yardım konusunda ret cevap alan amir bu sefer kendisi gibi gözleri ve gönülleri kan ve kinle dolmuş süleymanoğullarından birkaç kabilenin yardımını temin etti
hep birlikte maana kuyusu mevkiinde olup bitenlerden habersiz bekleyen masum sahabileri de şehit etmek üzere harekete geçtiler
mektubu götüren sahabinin geciktiğini gören irşad heyeti dinlendikleri maana kuyusu mevkiinden durumu öğrenmek üzere necid bölgesine doğru yol almışlardı tam o sırada, karşılarında elleri silahlı kalabalık bir müşrik topluluğu buldular
sahabiler kılıçlarını sıyırarak kendilerini çepeçevre kuşatanlara vallahi bizim sizinle hiçbir işimiz yok biz sadece peygamberimiz (s.a.v.)’in verdiği bir vazife için yolumuza gidiyoruz. dediler
fakat, kana susamış müşrikler bu sözlere aldırış bile etmediler kararları kesindi islam ve imanı öğretmek kudsi vazifesiyle yola çıkan bu fedakar sahabileri teker teker şehit edeceklerdi
başlarına gelecekleri fark eden sahabiler, el açarak Rabb-ı Rahimlerine şöyle yalvardılar ey Rabbimiz … durumumuzu resulüne haber verecek burada kimsemiz yok selamımızı ona Sen ulaştır peygamberin vasıtasıyla kavmimize haber ver ki biz Rabbimize kavuştuk Rabbimiz bizden razı oldu ve bizi de razı etti
aynı anda cebrâil (a.s.) bu kahraman sahabilerin selamını ve durumlarını resul-i kibriya efendimize ulaştırdı selamlarına…aleyhimüsselam diyerek karşılık veren resul-i ekrem, ashabına dönerek müşriklerin bu fedakâr kardeşlerini şehit etmek üzere olduklarını haber verdi onlar için mağfiret dilemelerini istedi
peygamber efendimiz, ashabına bu haberi iletirken irşad heyetinde bulunan sahabilerin bir kaçı müstesna diğerleri hain düşman mızraklarıyla delik deşik edilmiş ve şehit olmuşlardı
kurtulan sahabilerden ikisi deve gütmeye gitmişlerdi biri ise öldü diye şehitler arasında terk edilmişti develeri güden iki sahabi, bir müddet sonra bi’r-i maana mevkiine dönünce dehşetli manzarayla ürperdiler
bu ciğer parçalayıcı sahne karşısında gözyaşı döktüler kendine hakim olamayan biri müşriklerin arkasına takıldı şehit oluncaya kadar kendileriyle çarpıştı diğeri ise esir alındı ancak sonradan serbest bırakıldı
şehitler arasında öldü diye terk edilen ka’b bin zeyd hazretleri müşrikler ayrıldıktan sonra çıkıp medine’ye geldi
bu seçkin sahabilerinin haince bir suikaste kurban gitmelerinden dolayı resulullah son derece üzüldü bi’r-i mauna’da şehit edilen ashaba yanıp üzüldüğü kadar hiçbir kimseye hiçbir şeye yanıp üzüldüğünü görülmedi
duyduğu derin üzüntü efendimizi bu canilikte bulunanlara beddua etmeye kadar götürdü haber aldığı gecenin sabah namazında şu bedduada bulundu
Allah’ım mudar kabilelerini kahreyle Allah’ım onların yıllarını yusuf peygamberin kıtlık yılları gibi çetin yap başlarına dar getir
Allah’ım lihyanoğullarını, adal, kare, zi’brı’l zekvan ve usayya kabilelerini sana havale ediyorum zira, onlar Allah’a ve resulüne karşı geldiler
peygamberimiz (s.a.v.), bu bedduasına bir ay boyunca vakit namazından sonra devam etti sahabe-i kiramda amin dediler fahr-i kainatın bu duası kabul olundu
kısa bir müddet sonra adı geçen bölgede kıtlık, kuraklık başladı yağışlar, sular kesildi her taraf yanıp kavruldu
ard arda meydana gelen reci’ ve bi’r-i maana facialarında seksen kadar güzide sahabi şehit düşmüştü
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
biz hayatı yitirdik şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
biz hayatı yitirdik şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çok çok teşekkür ederim Tuğal Bey Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,
Bu güne değin paylaşılan eserler gibi yine çok güzel'di.Baştan sona çok veciz ve anlatımı arı-duru bir dil. Değerli üstadım sn.redfer,kutlarım engin gönlünüzü,etkin kaleminizi. Selam ve saygıyla,esenlik dilerim.
Çok çok teşekkür ederim Tuğal Bey Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,
Çok çok teşekkür ederim Halil Bey Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,
Çok çok teşekkür ederim Meryem Karapınar Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,
Çok çok teşekkür ederim Gülüm Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,
Çok çok teşekkür ederim Osman Bey Üstadım Samimi duygularınıza, yorumunuza canı-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Temennilerinize inşaallah diyorum İyi ki varsınız .
Hayatın bütün güzellikleri ve mutlulukları yanınızda olsun, gönlünüzden huzur ve sevgi hiç eksik olmasın, Bütün güzel dilekleriniz gerçekleşsin inşaallah ,