Lâl Rengi GömleğimYalnızlıktan mürekkep Bir acıya dönüştü içim Belki de ben! diyorum Severek intihar eden İlk insan olmuşumdur Ki neyin aidiyeti olabilirdi İçimin kokusundaki toprak Ve bu ılık mai Bulutlar dahi geziyor pürtelaş Yağmak istediği şehri ararken Kalbimi gösteriyor İşaret parmağı yağmurların Nevruzu beklerken Zemherinin, ayazın Güzün ihtilaline yakalandım El değmesin diye oysa Toplatacaktım çolaklara Bütün hatmi çiçeklerini Ve sonra uğrayıp Pablo Neruda’ya kitap sokağında Yola çıkacaktım bütün dillerden Her şeyden geçtim Her şey daha geçmemişken Bir tek harf gönder bana Henüz hiçbir şey yazılmamışken Başım da ve Sonum da var olsun Senden uçup göğsüme konsun Şahidi de bu şiir olsun Zaten şiirlerin Kanatsız kitapların satırlarında Akıtılan gözyaşları da Bize ait değil miydi hep Şunu da itiraf etmeliyim Sen ağlayınca Üzerinden yağmur damlaları akmış Güller kadar güzel oluyorsun Benimse senden sonra Damağıma yapışmış paslı kelimelerden Yutkunamadığım için hiçbir zaman Tezgahta bayatlamış Simit tadında kaldı gülüşlerim Yaşayamadıklarımıza susuyorum Ama ya şu yaşanmışlar Hani bıçak gibi Ruhumun kabuğunu soyup Kalbime girip çıkanlar İşte hep onlardır Bizi böyle yakınlaştırıp uzaklaştıranlar Görüyorsun ya Bu şiirin sonunda da tutuştu Lâl rengi gömleğimin sol yanı |