Öte
Öte git, ne olur.
Bir kol mesafesi kadar Yakını... göremiyorum... Ne sıcaktı elime dokunan elin, Ne parlaktı omzunun ardından gözüme batan güneşe rağmen yüzün Ne kısaydı mesafe ve ne yavaş akıyordu zaman Yumuşacık olmuştu anında anksiyetelerim. Demek böyle şeyler oluyormuş demiştim İnsan böyle, kayıyormuş sürtünmesiz, asfaltta Çekinceler fırfırlı pembe elbiseli bebekler gibi Sevimli ve etkisiz kalı veriyormuş bir anda Öte git, ne olur. Bir kol mesafesi kadar Hala kokunu alıyorum... Sana doğru eğilen başımın duvar resmine karışan Gölgesine şaşırmıştım, sonra Vitrinlerden yansıyan güleç kadına bakakalmıştım İlerlerken caddede. Görünmez astronot elbisemin kemerini sıkmış Nasıl özgür, nasıl kadın, Süzülü vermiştim çatışmasız Bu tanışıksız, kalabalık boyut içinde. Öte git, ne olur. Bir kol mesafesi kadar Seni kirpiğimden silkeleyemiyorum... ... Belki diye iç geçirmiştim o gün, Bir sütlü kahve içimi kadar, Birkaç tamamlanmamış cümle, İki ışıklı kavşak geçişi, Bir şarkı nakaratı tekrar edişi kadar, Ya da yine sadece bu kadar... Gelecek sonbaharda da seninle Aynı yolda, Bir milden az, bin rüyadan uzun Yürüyebilirim. Öte git, ne olur. Bir kol mesafesi kadar Gelme beri Bunları, sen uzaktasın diye söyleyebiliyorum. Yan yana, ya da Belki farklı zamanlarda, adımlayalım burada Aynı trafik lambasının yanışını bekleyelim Aynı vaktin güneşinden gözlerimizi kısalım. Aynı kaldırımda yürürken Adımlarımızın izlerinden birbirimizi bulalım, 08.10.2022 Serpil ŞEN |
Kalbinizin sesi
Ne uzak
Ne yakın durabiliyor...
Şiir aşla dolmuş
Selamlar