KARMA KAR-IŞIK
KARMA / KAR-IŞIK
İnsan en derin yalnızlığını, "yalnız değilsin” diyenlerde yaşar. Söylediğimiz en bilindik yalan’dır, "iyiyim “ diyebilmek hayata..! Kimi zaman kendim bile inanmazken sevmeye ve sevilmeye… Yine sevgi yoldaşlık etti, her adımda yüreğime. İnanmışlık mı ? O da ne ! Hayatı zehir zemberek yaşarken,bu yolda özüme inanmayı seçtim..! Birde yaşatların bende yarattığı etkiye.! Güven mi? İşte o’nu alıp götürenlere sormak lazım.. Ömre arsız bir çıban yerleşmişse, iyileşse bile mutlaka tekrar baş verecektir unutma.! Sevgiyle sakinleştirmedikçe hayatı, canın yanacak, içten içe saracak tüm vücudunu da .. Olgunlaşmış bir çıban, patlamaya hazır bir bomba misali içindeki ceraati atmayı bekler zamana.. Patladığında da mutlaka iz bırakır ardında..! Hem oldukça derin, hemde kapanması çok güç bir iz.! Ne yaparsan yap nafile.. Ya hiç o çıban sahibi olmayacaksın, ya da patlamasına izin verecek , yaralanacaksın.. başka çaren yok..! Tek çare , çıban olmamak kimseye.! Hayat tekerrürden ibaretti aslında.. “Bu filmi daha önce izlemiştim. “ dedirtir daima. Kendi hikayeni akıllıca yaz ki; sonunda da izlemiştim deme kendine.. Öyle çok yorgunluklar birikir ki hayatın teninde.. Yoldan geçen herhangi bir taksiyi çevirip; ’’Uzaklaşan hayatı takip et. ’’ diyesim gelir . . ! Kelimeler düğümlenirken yüreğime..! Sözler öksüz kalır, su misali akan ömürde..! Biriktikçe biriken onca söz varken söylenesi, Oysa diye başlarsın hep yeni söze.! Yokluk ve yoksunluk ile örülü bir hayatın hırkasını giyerken, en kuytu köşelerde bekler hınzır yalnızlık ! Sabra sükutu sürüp, sarılıp uyursun derin hayallerine . Şiir gibi bir nimet bulmuşsan hayatında, şair olmak içten bile değilmiş meğerse.! Hey ! bak sonbahar.. Aklını başına al, ben kadar dökme yapraklarını.. mevsimin geçit töreninden geçer bir suret, ben ise kendimden geçerken bulurum kendimi.. Dilimim her lal oluşunda, yüreğim geveze akaşlarda kağıtlara. Hepi topu bir tutam yalnızlıktı oysa bendeki.. Ömrüe perçinlenmiş adeta ..! Dünya kadar eski, bir o kadar da kalabalıktı düşünceler.. Düşlerin buğusunda, dündeki sislerin ardında kalan, bir damla umut yangını ekilmiş toprağımın tenine .. Kefareti misaliydi özlem, bu hınzır ömre.. Ya ben fazla gelmişdim dünyaya, ya dünya anlamadı geliş sebebimi.. Oysa diye başlardım kelimelerime ve keşkeler dökülürdü kirpiklerimin ellerinden .. Kuytularda beklerdi yürek, belkilerle örülü bahçe duvarının dibinde.. Sahipsiz bir sahiplenmişliğin Kimsesizliğin kim/sesi yankılanırdı kaldırım taşlarında.! Kırıntılarından biriktirdiğimiz umudu, zayi etmeden yola devam edebilmek, ve bunu başarabilmek miydi hayat.! Sorgulamıyorum artık hayatı.. Daha fazla ne alabilir ki yürekten, tıka basa dolu midesi sancılı benlikleri idam eden bir hayatın ardından bakakalmakmış meğer yaşamak..! Heybemizde bir gram sevgi yoktu belkide, yürekten dağıttık özde olan, isteyenlere ! ve Üstü kalsın dedik sessizce, hesabını öderken bitkinliğimizin.. Üstü kalsın be usta, biz biriktiririz yine bizle kalanı.. Hayat bayat ekmek misaliyken, kokusunda kaybolmak mış meğer varolan.. Her şey boş , saksıdaki bir avuç toprak asl olan.. Gerisi mi? Boş ver arkadaş ilerisini gerisini .. Gerisi hep bir HİKAYE..! DDD Derya Dender 10 Eylül 2013........11:11 |