TÜKETTİM ÖMRÜ İŞTE
Bilmiyorum hangi yıldı geldim yalan dünyaya,
Kâh ağladım kâhı güldüm tükettim ömrü işte. Kaç farklı sûreti gördüm baktığımda aynaya. Bazen bülbül bazen güldüm tükettim ömrü işte. Ayağıma keskin taşlar battı yaktı canımı. Bazen dışa bazen içe akıttım al kanımı. Hüzünlerin merkezinde kaybettim cananımı. Bülbülsüz bağımda soldum tükettim ömrü işte. Semayı seyre koyuldum yıldızlar söndü bir bir. Sebeplerim sebepsizce yüzüme döndü bir bir. Herbir yandan kaç bin sille özüme indi bir bir. Hepsinden ayrı ders aldım tükettim ömrü işte. Kuşatmalar tükenmedi ruhun istilasında. Dışım bir bayram yeriydi, içim bitmez yasında. Dünya denen şu yer varya bir hiçmiş esasında. Kaç zaman ârafta kaldım tükettim ömrü işte. Mesut’um bağbanı oldum hazan çağı bir bağa. Çağ içinde çağ yaşattım çağdan uzak bir çağa. Elimde diken yarası geldim şu son durağa. Mahsulü olmadan yoldum tükettim ömrü işte. Mesut ALTUNKAYNAK |
kaleminiz kavi heybeniz ilham dolsun