DEMİR PARMAKLIK
1-
üstüme gölgesi düşen demir parmaklık, böler çizgi çizgi bedenimi; ülkeler doğar tenimin coğrafyasından, her hücresi fethedilmiş kale, hile ile kudsiyetini yitirmiş öder özgürlüğün diyetini biçare... 2- sınırlarımda dikenli teller; gönlüm mayın tarlası, geçit vermez dağ olsam ne fayda! üleşilmiş ruhum paylaşılmış toprağım işgali bir sevdadayım, yüreğimde parsel parsel yaralar cennet vatan olsam, ne fayda... 3- ayrı dili konuşsa da her parçam, aynı duygunun esiri; ışığı kesip gizli bir el sürer hükmünü çekip restini; işgal görmüş şehirler, taşır suskunlukları derininde; bir büyük kavga sonrası yenen -yenilen her nerede isem ölmez de kalırsam eğer sığ sularda gezineceğim kalabalığa karışıp bi-taraf mutlu şiirler dizeceğim sizlere yıldızlar yakar kendini, kayar ölümüne son nefer ellerimin arasından uzaya doğru; ömrün kaygan yollarını arşınlayarak... kuru bir zeytin dalına tutunurum da sulh diye inler, düşer yaprakları... 7- kelepçemin karasıdır masal avuntusu gözlerin, bir çift güvercin ellerim, tükeniş arifesi tutuşur durur... 9- darağacıdır gövdem; acı bir ağaç dar ve uzunca, yağlı urgan ip ömrün çilesi kısa bir söylencedir ölüm... 10- çocuklar serpilir hayata çiçek kokulu şafaklarda; kalbimin son çırpınışı olur aşk; umut yeşerir taş duvarın çatlağında, elim benim mahkumdur kaç bahar demir parmaklıklar arasında yokluğuna... |
çiçek kokulu şafaklarda;
kalbimin son çırpınışı olur aşk;
umut yeşerir taş duvarın çatlağında,
elim benim mahkumdur kaç bahar
demir parmaklıklar arasında yokluğuna
................tebrikler
............nazımın resmide hoş.