Gitmelere hasret…
Bir Pegasus olsa, siyah kanatlarına içimin karalarını bağlasam.
Binsem göğe çıksam, içimdeki susmuş nağralarımı tanrıların gözlerine duyursam. Tanrıların ciğerine çekilmeyen acılarımı çiselesem. Unutmayı istesem her gece değil, bir gece... Aralasam karalarımın ışıklarını, duymasam Hades’ in acılarımızı dağım dağım dağladığını, gitme hakkımı kullanmak istesem araftaki aydınlığa Zeus’ tan... Roma tanrılarının şarap bağlarında kirli satılmış kırmızıya bulansam. Bıkkınlığımı da alıp yüzünü denizin dibine katsam. Bölünüp azad olan yüreğimi Hera’ nın aslanlarına pay etsem. Gitsem Zümrüdüanka’ mın yara almış yüreğinden düşsem, Şahmeran’ ın kaybı bol batık zindanlarında boğularak zehir kokusuna varsam. İçimdeki özlemlerin zehrini Şahmeran’ ın dudağına akıtsam. Ah benim gitmelere hasret yüreğim, seni yerin dibindeki yedi başlı canavarlara mı bıraksam? |