AZAT EDİN BENİDüşlerim hantal, bayım ve sancılandığım şiir öncesi: Aşkla kıyama durulası bir mertebedir benimki Layığıyla sevmek ve yaşamaktan da yoktur ötesi… İtibar edilmez duruşuma Öldüğümde sözcüklerimle yıkayın na’şımı Bir özlem benimki sonsuzluğa Kıyılan her parçam dilim dilim Paçamdan akar dünün kiri Sevecen bir rotada saklı ferim Düşbaz yollardan geçtim geçeli Çetelesini tutmayı unuttum güncemin. Manidardır iklim İkilem yüklü göğün neferi sözcüklerim Diktiğim söküklerden sökün eden hüznüme Ad koymasın münafık gölgeler İstirham ediyorum evrenden Evreleri kayıp bir hikâyeden Azat edin beni Dik alası yalnızlığın ve hüznün Gövdemde kalmadı üstüme çakılası çivi Hüsranımla gömülmektir talebim Gülen yüzümü solduranlara sitemim Tutumsuzum severken: Var mı ötesi? Tutarsızım yaşarken: Kimliğimde saklı bir imla hatası Devindiğim kadar muğlak hayallerde Sinemde yara ve dolunay Yıldız olmak kaderin tecellisi En azından kuyruğumdan kırpmışken şair beni Özenle sevdim seveli Aşka sunum Yalnızlığa tulum giydiren sözcüklerin batan dikeni Yüreğime ve en derine Dilemması günün Yorgunluğa kat çıkan duyguların nüshası Ve işte temize geçiyorum sevapları günahları Kaykıldığım şu eksen ki Kaybolmanın haşatında Dönüştüğüm başka bir varlık Ölümle kesişen yolumun sere serpe uzandığı… |