EsmerKalbimin tahtına serpilen aşk kelamı köhne yüzüme vurur ayrılıkları mermer taşların üzerine dökülür dokunduğum her yaprak Düşlerinde vurulduğum şehirler yayar ölüm kokusunu burun deliklerime ne çok is kokuyorum bir bilsen Oysa gülümsüyordu caddeler boyu Ihlamur çiçekleri ki! bir çiçek gülümsediği vakit gamzelenirdi yüzümün kıyısında adın uçurumlar olurdu her seferinde yüreğine düştüğüm Her gece d’eşilen bağrım iniltilerle sallar firakın beşiğini ki! yitirdim mutlu aşk masallarını karanlığa çaputlar bağlayıp ekmeğin kokusunda aradım sesinin yanık ezgilerini Oysa tek bir cümle yetiyordu anlamaya esmerliğinin bozkır yangınlarını Adını sustuğum aynalarda suretim yabancıydı gözlerinde oysa örtecektim bütün esmerliğimi beyazlığına yüzüne bir gülümseme iliştirecektim kaybetmeseydim gençliğimi varoş sokaklarda Ay bulanır karanlığın bağrında birer birer yitirir güzelliğini çiçekler ve yollar taşır gürültüsünü şehrin bir sen geçmezsin bir sen kalbimden bir milim öteye bir sen çocuk kalırsın benim çocuk yüreğimde n’olur sende gitme Acının kitabı değil sayfaları geçtiğimiz Güneş esmer vuruyor yüzümün kır’asına titriyor gökyüzü akşamın utancından şehir uyuyor yeryüzü dışıma sığmıyor öyle soğuk Gizem İlker |
Kalemin daim ve kayim olsun .
Güzel dizeler
saygılar selamlar yolluyorum