22
Yorum
71
Beğeni
0,0
Puan
1701
Okunma
Hayat_
Çatal dilli iğnesiyle sınarken
Bir ucunda süslü sözler
Diğer ucunda iştahlı ağızlar
Ölü taklidinde solucan soluğu
Koru kendini çocuk!
Aç balıklardan
Sinsi ve madensi bakışlardan
Göz dikecekler bir gün
Düş terlerine senin de
Kötülük altın devrini yaşıyor
Kapsama alanında kör bırakma gözlerini
Sakın!
Yorgun ve ihtişamlı bir ağrıdan geçecek
Çatlakları nasıl sıvanır acının
Öğreneceksin!
Demirin özgül ağırlığını yükleyecekler omuzlarına
Orada bi dünya mutsuzluğun kızarmış mührünü
En çelimsiz mumların doğurduğu
bir alevde yok oluşu
Yaşamak ne uzun bir kelimedir
Tümleciyle dalaşan
orada katil bir özneyi
Uçurum ağızlı bir bahaneyi göreceksin
Kim bilecek
Kim görecek
Gövdendeki isyân parkını
İskânı kefen karası yalnızlığının derdini
Oyun oynayacaklar
Trajik bir gevezelikle örtecekler üstünü
Hiçbir değeri kalmayacak kuşkunun
Bir yalan saplanacak üstüne sorgunun
Bilmeyeceksin
Şu göklerden sarkan ipliğin şarkısını dinle
Şu yemin edilen incirin
Zeytinin kalbine çakıl
Güneşini öp
Ayın çiçeğine sarıl
Sakla kendini
Sütsüzlerin sabahından
Simsiyah bir şehir masalı var orada
Acıyla dolu tuzaklar
ve güneşi düşük hikâyeler
Kederine dayanamazsın sen
Uyan artık kargaların rüyâsından
Helalle yıka yüzünü
Kim kimin imdadına sebep oluyor
belli değil
Şimdi gel
Mersiyeler üzerine dizilmiş katlardan birer birer çık
ve hayretle seyret kül tepelerini
-r)